İstanbuluGeziyorum Sitesi ile İstanbul'da Gezilecek Yerleri Tanımak, Gezmeyi Sevenlerin Yorumlarıyla Mekanlar Hakkında Bilgiler Toplamaya ne dersiniz? Huzurunuzda sakin ve huzurlu bir sonbahar tatili için gidilecek yerler tavsiyelerimiz. Hem İstanbul’da hem de değil: Garipçe Köyü İstanbul’dan uzaklaşamayacaklar, sizler için bir öneri ile başlıyoruz yazımıza. Üçüncü önerim Galata Köprüaltı ve Tarihi Yarımada Manzarası; Vapur, Tramvay ve Otobüsle kolaya ulaşılabilen Galata Köprüsünün altında On Numara, Aruna Cafe gibi bir çok seçeneğin bulunduğu köprünün alt kısmında deniz ve tarihi yarımada manzarasına karşı yorgunluk atabilir, yemek yiyebilir veya sıcak bir şeyler UKRwXo6. Sevgiliyle Gidilecek Yerler​ Hazır Sevgililer Günü de yaklaşıyorken sevgiliyle gidilecek yerler listesi yapmanın tam zamanı! Sevgiliyle gidilecek yerler önerilerimizden birini seçerek bu yılki Sevgililer Günü’nüzü geçireceğiniz yeri belirleyebilir ya da “bize her gün Sevgililer Günü…” diyorsanız hafta sonu planınıza bu yerlerden birini ekleyebilirsiniz. Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi seven çiftleri daha fazla bekletmiyor ve hemen sizler için hazırladığımız sevgiliyle gezilecek yerler listemize başlıyoruz. Keyifli okumalar ve şimdiden iyi gezmeler! İstanbul’da Sevgiliyle Gidilecek Yerler İstanbul’da yaşayan ya da partneriyle birlikte İstanbul’u gezmek isteyenler için İstanbul’da sevgiliyle gidilecek yerlerden bazıları şunlar Adalar Sevgiliyle gidilecek yerler arasında görmek istediğiniz yerler eğer ki kafa dinlemelik ve sakin yerler ise adalar tam size göre! Özellikle kış ve sonbahar aylarında adalardaki günübirlik turist sayısının son derece azaldığını düşünecek olursak burayı adeta terkedilmiş bölge olarak tanımlayabiliriz. Hem vapura binip deniz havası almak hem de sessiz sakin boş ada sokaklarında dolaşmak istiyorsanız; İstanbul’dan kolayca 8 farklı adaya gidebilirsiniz. Bu adalar; Büyük Ada, Heybeli Ada, Burgazada, Kınalıada, Kaşık Adası, Sedef Adası, Sivri Ada ve Yassı Ada. En sık tercih edilen Büyük Ada’ya gittiğinizde sevgilinizle/eşinizle bisiklet kiralayarak ada sokaklarında gezebilir, Aya Yorgi Tepesi’ne çıkarak bir yemek molası verebilir ve şahane manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Yıldız Parkı İstanbul’da sevgiliyle gidilecek yerlerden birisi de Beşiktaş’ta bulunan Yıldız Parkı. Sevgilinizle yürüyüş yapabileceğiniz, temiz hava alabileceğiniz, banklarda oturarak doğayı izleyebileceğiniz ve romantik anlar geçirebilceğiniz Yıldız Parkı her mevsim ayrı güzel. Ayrıca dilerseniz Yıldız Parkı içinde yer alan Malta Köşkü’nde kahvaltı, öğle yemeği ya da akşam yemeği seçenekleri de bulabilirsiniz. Kız Kulesi Kız Kulesi ile ilgili bildiğiniz gibi çok sayıda rivayet var. Bunlardan en romantiği Leandros ile Hero’nun aşkı. Hikayeye göre genç Leandros her gece sevgilisi Hero’yu görebilmek için karşı kıyıdan yüzerek Kız Kulesi’ne gelir. Böylesine bir aşkın yaşandığını düşünmek bile Kız Kulesi’ne sevgiliyle gitmek için geçerli bir sebep. Kız Kulesi’ne sevgilinizle gittiğinizde o eşsiz manzarasını seyredebilir isterseniz de tekne ile kuleye yaklaşabilir ve kuleyi gezebilirsiniz. Denizin ortasında romantik dakikalardan daha güzel ne olabilir ki? Galata Kulesi Kız Kulesi’ni sayıp da Galata Kulesi’ni es geçmek olmaz. İstanbul’un en uğrak yerlerinden biri olan Galata Kulesi, çiftlerin de vazgeçilmez yerlerinden. Tarih kokan bir yapının tepesinden İstanbul manzarasını seyretmek, gün batımını burada sevgilinizle karşılamak isterseniz bir gününüzü Galata Kulesi ve çevresindeki yerlere ayırabilirsiniz. Rumeli Hisarı Güzel bir kahvaltı, ardından sahilde yürüyüş ve sonrasında da Rumeli Hisarı ziyareti. Sevgiliyle yapılabilecek harika bir plan daha! Sevgilinizle baş başa kalmak istiyorsanız Rumeli Hisarı’na çıkarak tepeden tüm İstanbul’u ve boğazı izleyebilir, etkileyici fotoğraflar çekerek bu özel anlarınızı ölümsüzleştirebilirsiniz. Beykoz Yine sevgiliyle baş başa kalmak ve sakin zamanlar geçirmek isteyenler için bir öneri Beykoz. Temiz havaya ve yeşile doymak istiyorsanız sevgilinizle birlikte bir gününüzü Beykoz’a ayırabilirsiniz. İsterseniz burada bulunan restaurantlardan birinde kahvaltı edebilir sonrasında da doğa içinde yürüyüş yapabilirsiniz. Belgrad Ormanı Sevgilinizle yalnız kalacağınız, tamamen yalnız olacağınız bir gün geçirmek istiyorsanız Belgrad Ormanı bunun için ideal. İsterseniz kahvaltı için yanınızda hazırladıklarınızı götürebilir ve sessizliğin içinde harika bir gün geçirebilirsiniz. İsterseniz daha da hazırlıklı giderek hamak götürebilir, orada kurabilir böylece birlikte romantik ve huzur dolu anlar yaşayabilirsiniz. Ankara’da Sevgiliyle Gidilecek Yerler Ankara’da deniz yok belki ama sevgiliyle gezilecek yerler listesi hayli kabarık. Gelin birlikte bakalım! Mogan Parkı Yine sevgiliyle gezilebilecek kafa dinlemelik yerlerden biri Mogan Parkı. Sevgilinizle piknik yapabileceğiniz sonrasında da yürüyüş yapabileceğiniz Mogan Parkı’nın içinde pek çok eğlence alanı da bulunmaktadır. Ankara’da gidilebilecek diğer parklardan bazıları ise; Güvenpark, Kuğulu Park, Göksü Park, Seğmenler Parkı Altınpark gibi yerlerdir. Gordion Antik Kenti Eğer siz de sevgiliniz de tarihi yerler gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seviyorsanız bir gününüzü Gordion Antik Kenti’ne ayırabilirsiniz. Ankara’nın Polatlı ilçesine 29 km uzaklıkta olan Gordion Antik Kenti, tarih ve arkeoloji tutkunu çiftlerin muhakkak görmesi gereken bir yer. Elmadağ Kayak Merkezi Kayak sezonu bitmeden sevgilinizle kayak yapmaya ne dersiniz? Belki de bu yılki Sevgililer Günü’nde onunla baş başa bir kayak tatili yapabilirsiniz. Ankara’da yaşayanlar için Elmadağ Kayak Merkezi bu planın en yakın rotası. Çankaya’dan yarım saatlik yolculuk sonrası ulaşabileceğiniz kayak merkezi, günübirlik geziler için de uygundur. Atatürk Orman Çiftliği Atatürk Orman Çiftliği de doğayla iç içe bir gün geçirmek isteyen çiftler için ideal olabilir. Hayvanat bahçesi, oyun alanları ve gezi yerleri bulunan Atatürk Orman Çiftliği, doğaya doyabileceğiniz bir gün geçirmenizi sağlayacaktır. Tunalı Hilmi Caddesi Sakinlik değil de şehir içinde gezilebilecek bir yer arıyorsanız o zaman doğru adres Tunalı Hilmi Caddesi. Ankara’nın en işlek caddelerinden biri olan bu caddede sevgilinizle birlikte oturup sohbet edebileceğiniz birbirinden güzel restaurant ve kafeler bulunuyor. Ayrıca caddede gece eğlencesi için de sayısız mekan bulunmaktadır. İzmir’de Sevgiliyle Gidilecek Yerler İzmir’de yaşayan çiftler için de sevgiliyle gezilecek hayli fazla öneri bulunuyor. Bazıları şunlar Kordon Kordon, dolu dolu bir gün geçirebileceğiniz yerlerden. Sevgilinizle çimlere uzanabilir, gün batımını seyredebilir, kordon boyu yürüyebilir ve sonrasında da güzel bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Göztepe – Karşıyaka Deniz havası almak ve mekan değiştirmek için sevgilinizle birlikte Göztepe’den Karşıyaka’ya geçebilir, Karşıyaka’da gezebilirsiniz. Şirince Şehir yaşamından biraz uzaklaşmak isteyen çiftlere önerimiz Şirince. Şirince’nin doğal güzelliklerini görmek, oradaki bozulmamıi doğal yaşamı gözlemlemek ve şarap tadımları yapmak için sevgilinizle bir gününüzü ayırabileceğiniz bir yer Şirince. Tarihi Asansör Sevgilinizle İzmir’i seyretmek ve eşsiz manzaraya birlikte şahitlik etmek isterseniz muhakkak Tarihi Asansör’e çıkmalısınız. Özellikle gece ışıklandırması ile daha da göz kamaştırıcı hale gelen Tarihi Asansör, romantik dakikalar yaşamanızı sağlayacaktır. Karaburun Koyları Bahar aylarından itibaren İzmir’de sevgilinizle birlikte deniz tatili de yapabilirsiniz. Çeşme ve Alaçatı’nın yanı sıra Karaburun Koyları da çok keyif alacağınız yerler. Bodrum Koyu, Dolungaz Koyu ve Mimoza Koyu Karaburun’da görebileceğiniz koylardan sadece birkaçı. Hafta Sonu Sevgiliyle Gidilecek Yerler Yaşadığınız şehirde sevgilinizle gidebileceğiniz yerlerden bazılarını yukarıda listeledik. Eğer sevgilinizle şehir dışına çıkmak ve hafta sonu kaçamağı yapmak istiyorsanız sizler için de önerilerimiz bulunuyor. Bunlardan bazıları şu şekilde Kapadokya 4 mevsim ayrı bir güzelliğe sahip olan Kapadokya, sevgiliyle gidilecek en doğru yerlerden biri. Romantik dakikalar geçirebileceğiniz Kapadokya’da sevgilinizle peri bacalarını gezebilir, balona binebilir ve tarihi otellerinde konaklayabilirsiniz. Kartepe / Maşukiye Özellikle İstanbul’da yaşayan çiftlerin hafta sonu kaçamağı için tercih edebilecekleri Kartepe, kayak yapmak isteyenlerin seçeneği olabilir. Şehirden uzaklaşmak, temiz hava almak ve yürüyüş yapmak isteyenler ise Maşukiye’yi tercih edebilir. Maşukiye’de bulunan kahvaltıcılar da erken gidenler için doğru bir alternatif olabilir. Sapanca Gölü Yine şehirden kaçış için en çok tercih edilen yerlerden biri Sapanca Gölü. Sevgilinizle birlikte Sapanca Gölü’nün eşsiz manzarasını izlemek, çevresinde yürüyüş yapmak ve restaurantlarında bir yemek molası vermek burada yapabilecekleriniz arasında yer alıyor. Yedigöller Romantizm denilince ilk akla gelen yerlerden biri Yedigöller. Yedigöller içinde yer alan gölleri keşfetmek, sevgilinizle birlikte göllerin çevresindeki doğa güzelliklerini keşfetmek ve ormandaki özgürlüğün tadını çıkarmak isterseniz sevgilinizle bir gününüzü Yedigöller’de geçirebilirsiniz. Uludağ Sevgiliyle gidilecek yerler önerimizin sonuncusu yine partneriyle kayak tatili yapmak isteyenler için. Özellikle kayaksever çiftlerin keyifli zaman geçirebileceği ULudağ’da bu mevsimde çeşitli etkinlikler ve konserler de düzenlenmektedir. İstanbul’da hafta sonu geldiğinde ağaçlar altında ya da güzel bir manzaralı bir mekanda lezzetli bir kahvaltı edip, sıcacık çayımızı yudumlamak güzel bir hafta sonuna başlamanın en keyifli yollarından biri. Hadi gelin hep birlikte İstanbul’da bulunan yeşillikler içindeki bu mekanlara ve güncel kahvaltı fiyatlarına kısaca bir göz atalım. 1 – STELLA, POLONEZKÖY İstanbul’da hafta sonu kahvaltı yapılacak mekanlar listesinin ilki, doğa ile iç içe olmayı seven aileler için İstanbul’un arka bahçesi konumunda yeşilin, ormanın korunduğu nadir yerlerden biri Polonezköy. Fatih Sultan Mehmet köprü yolu üzerindeki Kavacık sapağından sapılıp Acarkent’i geçtikten sonra Polonezköy tabelalarını takip ederek ulaşılabilen Polonezköy’de benim favori mekanım ise STELLA. Tepeden ormana hakim manzarası, yemyeşil ambiyansı ve orman yoluna direkt bağlantısı ile bence bölgedeki benzerlerinden bir adım önde. Serpme köy kahvaltısı ücreti 2022 yılı itibariyle kişi başı 140 TL. Mekanda Gezenti Anne’yi İnstagram’da takip edenler için %10 indirim uygulanıyor. Polonezköy’deki diğer kahvaltı mekanları için tıklayın. POLONEZKÖY’DE KAHVALTI STELLA POLONEZKÖY STELLA POLONEZKÖY Polonezköy mah. 75. Yıl cad. Polonezköy/ Beykoz 0 216 4323232 2 – SARI KÖŞK, EMİRGAN KORUSU İstanbul’un en güzel korularından Emirgan Korusu özellikle lale zamanı tam bir görsel şölene ev sahipliği yapıyor. Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk adlı üç köşkü bünyesinde barındıran koruda boğaza hakim manzarası sebebiyle en çok Sarı Köşk ön plana çıkıyor. Sarı Köşk’te pandemi sebebiyle açık büfe kahvaltı kaldırıldı. 2022 yılı itibariyle hem hafta içi hafta sonu 0900 ile 1300 arasında tek kişilik kahvaltı tabağı ya da iki kişilik MEGA KAHVALTI sunuluyor. Emirgan Korusu iletişim, ulaşım detayları ve kahvaltı ücretleri için tıklayın. EMİRGAN KORUSU’NDA KAHVALTI SARI KÖŞK SERPME KAHVALTI 3 – SAKLIGÖL KARAMANDERE TESİSLERİ, ŞİLE İstanbul’da Doğa İçinde Kahvaltı Yapılacak Mekanlar listemizin beşincisi İstanbul’a bu kadar yakındayken çok uzaklarda hissedebileceğiniz göl kıyısında dingin ve huzurlu bir mekan Saklıgöl KaramandereTesisleri. İstanbul Şile otoyolundan Şile’ye ulaştıktan sonra Şile merkezine girmek yerine ana yoldan tam tersi yöne saptığınızda karşınıza çıkan Saklıgöl tabelalarını takip ederek Karamandere Köyü’nün az ilerisinde sizi bekleyen bu gizli saklı göle ulaşacaksınız. ŞİLE SAKLIGÖL’DE GÖL KIYISINDA KAHVALTI Göl kıyısındaki ahşap masalarda, doğa içinde yapabileceğiniz, bal, kaymak, reçel,peynir ve çeşitleri, ceviz, üzüm, otlu peynir ve sahanda yumurtadan oluşan serpme köy kahvaltısı menemen, mıhlama vb. ayrıca ücretlendiriliyor. Kahvaltı sonrası Saklıgöl etrafındaki 21 kilometrelik parkurda trekking yapıp yediklerinizi eritmek ücretsiz. 🙂 Saklıgöl iletişim bilgileri, kahvaltı detayları ve güncel fiyatı için tıklayın. ŞİLE SAKLIGÖL’DE KAHVALTI Şile’deki diğer kahvaltı mekanları ve fiyatları için tıklayın… 4 – KULİNDAĞ, MAHMUT ŞEVKET PAŞA KÖYÜ 2. Köprü yolundaki Kavacık sapağından çıkıp Riva’ya doğru ilerlerken karşınıza çıkan Mahmut Şevket Paşa Köyü ayrımından ulaşılan Kulindağ, ormanlık bir vadinin yamacına kurulmuş bir dağ evi. Mekanın kahvaltı konusundaki en büyük özelliği kendi fırınlarından çıkan sıcacık pide, pizza, poğaça ve diğer ekmek çeşitleri. Yemyeşil bir orman, bol oksijen ve kuş sesleri. Kulindağ kahvaltısı 2022 yılı itibariyle hafta içi serpme kişi başı 160 TL, hafta sonu ise açık büfe kişi başı 220 TL olarak servis yaş arası çocuklar için ücretsiz, 5-8 arası %50 indirimli, 9 yaş ve üstü tam ücret alınıyor. Mekanda Gezenti Anne’yi İnstagram’da takip edenler için %10 indirimuygulanıyor. KULİNDAĞ’DA ORMAN İÇİNDE KAHVALTI KULİNDAĞ DAĞ EVİ Mahmut Şevket Paşa Köyü, Kibrit Çıkmazı No6 Beykoz/ İstanbul 0 850 3020299 5 – GEYİKLİ CAFE & RESTAURANT, TURKCELL PLATINIUM PARK Yemyeşil bir orman ve çam ağaçları arasına saklanmış bir tesis olan Geyikli Turkcell Platinium Park bünyesinde çocuk oyun alanı, off road, okçuluk,at binme gibi her yaştan insanın eğlenebileceği aktivite alanları bulunduruyor. Mekanda kışın ateşin başında, yazın ağaçların altında kahvaltı keyfi yapabileceğiniz oldukça doğa ile uyumlu bir dekorasyona sahip Geyikli Cafe Restoran da yer alıyor. Kahvaltıdan sonra ormanda geyikler eşliğinde yürüyüş yapmak, sevimli atlar Gofret ve Tysonla yanyana nefis İnstagram pozları almak Platinium Park’ın olmazsa olmazı. Geyikli Turkcell Platinium Park Giriş ve Kahvaltı Detayları ve Güncel Ücretleri için tıklayın. TURKCELL PLATINIUM PARK KAHVALTI 6 – MALTA KÖŞKÜ VE KIR KAHVESİ, YILDIZ PARKI İstanbul’un göbeğinde olmasına rağmen içine adım attığınız anda şehrin kalabalığından sizi bir anda uzaklaştırıp doğa ile buluşturan gizli saklı bir orman Yıldız Parkı. Yıldız Korusu’nun içerisinde Kır Kahvesi ve Malta Köşkü olmak üzere BELTUR tarafından işletilen ve kahvaltı servisi de veren iki mekan bulunuyor. Kır Kahvesi daha mütevazi, ağaçlar altındaki doğal ortamı ile ön plana çıkıyor. Malta Köşkü ise adına yaraşır bir ihtişama sahip, tepeden gördüğü boğaz manzarası ile ön plana çıkıyor. Malta Köşkü ve Kır Kahvesi iletişim, ulaşım ve kahvaltı detayları için tıklayın. KIR KAHVESİ’NDE SERPME KAHVALTI 7 – MİHRABAT KORUSU, KANLICA İstanbul’un en güzel korularından biri olan Kanlıca’daki Mihrabat Korusu hem ormanın içinde 3 kilometrelik bir yürüyüş parkuruna hem de muhteşem bir boğaz manzarasına sahip. Hafta içi de hafta sonu da serpme olarak sunulan kahvaltıda sahanda sucuk, sahanda yumurta, böğürtlen reçelli lor peyniri, peynir ve zeytin çeşitleri, söğüş tabağı, mevsim meyveleri, tahin pekmez, bal kaymak, börek, poğaça ve ekmek çeşitleri bulunuyor. Mekanda çocuk oyun parkı ve bebek bakım alanı da mevcut. Mekanda Gezenti Anne’yi İnstagram’da takip edenler için %10 indirim uygulanıyor. Boğaz manzaralı diğer kahvaltı mekanları ve fiyatları için tıklayın. 8 – YOROS KALE KAFE, ANADOLU KAVAĞI İstanbul’da Doğa İçinde Kahvaltı Mekanları listemizin birincisi Anadolu Kavağı’nın yanı başında, Yoros Kalesi’nin yamacında, İstanbul’un eşsiz boğaz manzarasını güzel bir açıdan gören, kaleye çıkan yokuş üzerinde stepler halinde konumlandırılmış, kırmızı pötikare örtüleri, ahşap masa ve sandalyeleri ile gayet sevimli ve doğa içinde bir kahvaltı mekanı Yoros Kafe. Hafta sonu yoğunluğu ile baş etmekte zaman zaman zorlandıklarından erken saatlerde gitmekte, Yoros Kalesi’ni kahvaltıdan sonra gezmekte fayda var. Yoros Kale Kafe iletişim bilgileri, kahvaltı detayları ve fiyatı için tıklayın. YOROS KALE KAFE KAHVALTISI YOROS KALE KAFE 9 – POLİNA, POLONEZKÖY İstanbul’da Doğa İçinde Kahvaltı Edilecek Restoranlar listemizin dördüncüsü, ev yapımı pastaları, reçelleri, halka halka kesilmiş kızarmış patatesleri, çıtır çıtır köy biberleri ve Cabbar isimli papağanı ile nam salmış ağaçlar altında, yemyeşil diğer bir Polonezköy hafta sonu servis edilen serpme köy kahvaltısı ücreti kişi başı 150 TL. Fiyatlar ortalamanın üzeri. Kahvaltı sonrası kestane veya böğürtlen ROLADA, MADONNA ya da çikolatalı POLİNA pasta denenesi… POLONEZKÖY’DE KAHVALTI POLINA POLONEZKÖY 75. Yıl cad. No 26 Beykoz/İstanbul 0 216 4323153 10 – BAHAR COUNTRY, BAHÇEKÖY Sarıyer’de Bahçeköy yolu üzerinde bulunan kahvaltı ve mangal konseptli piknik alanlarından biri Bahar Country. Kavak ağaçları altında geniş bir alana konumlandırılmış mekan çocukların koşup oynayabileceği kocaman bir çim alana, parka ve futbol kalelerine de sahip. Bahar Country’de kahvaltı hem hafta içi hem de hafta sonu serpme olarak servis ediliyor. Serpme kahvaltı ücreti 2022 yılı itibariyle kişi başı 200 TL. Kahvaltı içeriği pek etkileyici olmasa da mekan ambiyans anlamında yüz güldürüyor. İSTANBUL DOĞA İÇİNDE KAHVALTI – BAHÇEKÖY BAHAR COUNTRY BAHAR COUNTRY ÇOCUK PARKI BAHÇEKÖY BAHAR COUNTRY PTT Evleri mah. Bahçeköy Cad. No83 Sarıyer/ İstanbul 0 212 2422740 11 – FETHİ PAŞA SOSYAL TESİSLERİ, FETHİ PAŞA KORUSU Anadolu yakasının boğaz kıyısında bulunan ve bu bölgenin oksijen deposu olarak bilenen Fethi Paşa Sosyal Tesisleri Kuzguncuk ve Üsküdar arasındaki Fethi Paşa Korusu içinde yer alıyor. Koru içinde keyifli bir sabah yürüyüşü sonrası Sarayburnu’ndan Ortaköy’e kadar uzanan muhteşem manzarayı seyir balkonundan izleyebilir, Fethi Paşa Sosyal tesislerinde İstanbul’da doğa içindeki en uygun fiyatlı kahvaltılardan birini deneyimleyebilirsiniz. Sosyal tesisler pazar günleri çok yoğun olduğu için diğer günlerde ya da pazar günü erken saatlerde gitmekte fayda var. Fethi Paşa Korusu iletişim, ulaşım, kahvaltı detayları ve ücreti için tıklayın. ÜSKÜDAR’DA FETHİ PAŞA KORUSU’NDA KAHVALTI ÜSKÜDAR FETHİ PAŞA KORUSU 12 – HİDİV KASRI, ÇUBUKLU KORUSU Üsküdar-Beykoz sahil yolu üzerinde, Beykoz’daki Çubuklu korusunun içerisinde bulunan ve Boğaz’da kahvaltı listemizin son sırasında bulunan Hidiv Kasrı İstanbul’un önemli tarihi yapılarından biri. Hem kasrın tarihi dokusu hem de içinde bulunduğu korunun güzelliği, gül bahçeleri, sincapları ve cıvıl cıvıl kuş sesleri pazar kahvaltılarını cazip hale getiriyor. Hidiv Kasrı iletişim, ulaşım ve kahvaltı detayları için tıklayın. HİDİV KASRI’NDA KAHVALTI 12 – VİLLA POLONEZ Polonezköy’ün yemyeşil bir ortamda, uçsuz bucaksız vadi manzarasına sahip mekanlarından Villa Polonez de kahvaltılarını serpme olarak sunuyor. Beyaz peynir, taze kaşar, eski kaşar, çeçil peyniri, tulum peyniri, Mevsim yeşillikleri,Vişne reçeli, portakal reçeli, incir reçeli, bal, kaymak tereyağı, Nutella, Sosis, sahanda sade yumurta veya sahanda sucuklu yumurta, patates kızartması, sigara böreği, sınırsız çay, taze Sıcak ekmek ve simit servisinin olduğu bu kahvaltı kişi başı 200 TL karşılığında sunuluyor. Muhlama ve menemen ekstra ücrete tabi. Mekanda Gezenti Anne’yi İnstagram’da takip edenler için %10 indirim uygulanıyor. VİLLA POLONEZ KAHVALTI VİLLA POLONEZ KAHVALTI VİLLA POLONEZ Polonez, Seyri Caddesi Aytaç Çıkmazı No2, 34829 Beykoz / İstanbul 0 216 432 33 66 13 – YEŞİL VADİ RESTORAN, ÇEKMEKÖY Çekmeköy Çavuşbaşı yolu üzerinde, aslında et ve mangal restoranı olarak hizmet veren Yeşil Vadi Restoran’da sabahları da kahvaltı servis ediliyor. Peynir çeşitleri, bal, kaymak, reçel, zeytin, söğüş, sigara böreği ve sınırsız çaydan oluşan serpme kahvaltı gayet makul bir ücret ile sunuluyor. Geniş bir çim alana ve çocuk parkına da sahip mekanın yeşillikler içindeki çardaklı ve tahta masalı ambiyansı şehirden uzaktaymışsınız hissi uyandırıyor. Çekmeköy Yeşil Vadi iletişim bilgileri, kahvaltı detayları ve fiyatı için tıklayın. ÇEKMEKÖY’DE YEŞİLLİKLER İÇİNDE KAHVALTI ÇEKMEKÖY YEŞİL VADİ ÇOCUK PARKI 14 – FLAMİNGOKÖY, ÇATALÇA İstanbul Avrupa Yakası’nda oturanlar için hafta sonları doğaya kaçış rotalarından biri olan Çatalca’da bulunan Flamingoköy hem bir doğal yaşam parkı hem de kahvaltı mekanı olarak hizmet veriyor. Flamingoköy kahvaltısı hafta içi serpme olarak, hafta sonu ise açık büfe olarak sunuluyor. Siz dere kenarında Flamingo köy kahvaltısının keyfini sürerken flamingolar da yanı başınızda sizlere eşlik ediyor. Flamingoköy iletişim bilgileri, kahvaltı detayları ve fiyatı için tıklayın. ÇATALCA FLAMİNGOKÖY KAHVALTI Çatalca’daki diğer kahvaltı mekanları ve fiyatları için tıklayın. 15 – ŞAZELİ FLORYA Deniz manzaralı yemyeşil bir bahçede oldukça mükellef bir kahvaltı sunan Şazeli, Florya kahvaltı mekanları arasında ön plana çıkıyor. Aynı zamanda bir steakhouse et restoranı olan Şazeli Florya et konusundaki başarısını kahvaltıda da gözler önüne seriyor. Şazeli kahvaltısında özellikle kavurmalı yumurta, sucuk ve pastırma çok beğeniliyor. Şazeli Florya iletişim bilgileri, kahvaltı detayları ve fiyatı için tıklayın. ŞAZELİ FLORYA 16 – MASSHA ŞİLE İstanbul’un sahil kasabası Şile’de, Ayazma Plajı’nın köşesinde, beyaz tahta bir iskele üzerinde konumlandırılmış Massha aslında bir balık restoranı. Massha aynı zamanda deniz ile iç içe bir konumda sunduğu lezzetli kahvaltısı ile de ön plana Gezenti Anne’yi İnstagram’da takip edenlere Türk kahvesi ikram ediliyor. Massha Şile iletişim bilgileri, kahvaltı detayları ve güncel fiyatı için tıklayın. MASSHA ŞİLE KAHVALTISI Şile’deki diğer kahvaltı mekanları için tıklayın… 17 – UZUNDERE PİKNİK VE KAHVALTI Çatalca’da Subaşı Köyü’nde yer alan Uzundere Piknik Kahvaltı, misafirlerine tam bir aile ortamı sunuyor. Doğa içindeki yemyeşil bahçesi ile Uzundere Piknik Kahvaltı kahvaltıda sunduğu kızartmaları, menemeni ve pişileri ile ön plana çıkıyor. Uzundere Piknik iletişim bilgileri, kahvaltı detayları ve fiyatı için tıklayın. 19 – YEJİ DOHODA, POLONEZKÖY Polonezköy’de 18 dönümlük bir bahçe içerisinde köy kahvaltısı sunan Yeji Dohoda’da kahvaltı masanızı birbirinden leziz peynir ve zeytin çeşitleri, ev yapımı reçeller, bal, kaymak, tereyağı, söğüş tabağı, yeşillik, salam, sigara böreği, patates kızartması, pişi, yumurta ve demlik çay ile süslüyor. 2022 yılı itibariyle kişi başı 160 TL olan kahvaltıda sucuklu yumurta ve menemen ekstra olarak sunuluyor. Mekanda Gezenti Anne’yi İnstagram’da takip edenler için %10 indirim uygulanıyor. YEJİ DOHODA POLONEZKÖY YEJİ DOHODA KAHVALTI YEJİ DOHODA Polonez, Beykoz Cd. No31, 34829 Beykoz/İstanbul 0 216 432 32 14 Gezenti Anne’yi INSTAGRAM’DA takip etmek için tıklayın. İstanbul’a Yakın Doğada Kahvaltı – En İyi 24 Mekan ve 2022 Fiyatları İstanbul’da Piknik Ve Mangal Yapılacak En Güzel 12 Yer İstanbul’da doğa ile baş başa kalabileceğiniz yerler hayli sınırlı. Ancak hala huzurlu bir nefes alarak stresinizi atabileceğiniz birkaç yer var. Elitfukaranın yazarları Zehra ve Mutlu sizler için İstanbul’da doğa ile baş başa kalabileceğiniz 8 yeri yazdı… İstanbul keşmekeşi hepimizi bir şekilde yorsa da asla vazgeçemediğimiz bir şehir… E hal böyle olunca çalışma hayatında çok uzaklara kaçamasak da arada doğa ile baş başa kalmak hepimize çok iyi gelir. Hadi gelin İstanbul’da sizi yeşile ve doğaya doyuracak yerlere götürelim. 1- Belgrad Ormanı Belgrad Ormanı, Sarıyer ilçesinde bulunmaktadır. Doğal oluşumlu bu ağaçlık bölge, girdiğiniz anda sizi doğasıyla alıp başka bir diyara götürüyor. İçeride piknik bölümlerinden koşu parkuruna kadar her şeyi bulabilirsiniz. Her mevsim zevki ayrı olan Belgrad Ormanı’nı doya doya yaşamak isterseniz hafta içi ziyaret etmelisiniz. Sonbaharda İstanbulda Gezilecek Yerler 2- Atatürk Arberotumu Atatürk Arboretumu, Sarıyer ilçesinde Belgrad Ormanı’nın güneydoğusunda bulunmaktadır. İstanbul’un her mevsim en gözde yerlerinden biridir. Doğayı ve yeşili seviyorsanız burası sizi kesinlikle büyüleyecek yerlerden… Huzura ve doğaya doymak istiyorsanız hafta içi gitmenizde fayda var. Hafta sonları ziyaretçi sayısının fazla ve fotoğraf çekimlerinin yoğun olmasından kaynaklı kalabalık olduğunu belirtelim. Evet, itiraf edelim burada fotoğraf çekimi yaptıranlar arasında biz de varız J. Siz de düşünüyorsanız bizim gibi çekiminizi hafta içi yaparsanız daha rahat edersiniz. Giriş ücretlidir. Tam TL, öğrenci TL’dir. Pazartesi günleri kapalı olduğu için ziyaretlerinizi diğer günler saatleri arasında yapabilirsiniz. Atatürk Arboretumu İstanbulda bir dinlence noktası 3- Büyükada İstanbul’a bağlı olan Büyükada, Prens Adaları’nın en büyüğüdür ve Marmara Denizi’nde bulunmaktadır. Her mevsim ayrı güzel olsa da Büyükada’da baharı ve kışı yaşamak bizim için apayrı bir yerdedir. Yazın gelen turist yoğunluğundan çoğu zaman o güzel sokaklar yaşanamıyor. O yüzden bizce Büyükada’nın en güzel zamanları kesinlikle bahar ve kış… Büyükada Gezilecek Yerler Büyükada Turu Büyükadada Ne Yenir? 4- Ağva Ağva, Şile ilçesinde İstanbul’un kuzeyinde Göksu ve Yeşilçay derelerinin ortasında bulunmaktadır. Burası aşıklar diyarı gibi… Ayrı bir huzuru var. Dere kenarında konaklayabileceğiniz yerler ve kafeler bulunuyor. Aynı zamanda bu derede kanoya da binebiliyorsunuz. Yürümek, huzuru içinize çekmek istiyorsanız Ağva çok seveceğiniz yerlerden biridir. İstanbul’dan Ağva’ya Nasıl Gidilir? 5- Baltalimanı Japon Bahçesi Baltalimanı Japon Bahçesi, Baltalimanı, Sarıyer’de bulunmaktadır. Giriş için herhangi bir ücret ödenmiyor. Yazın – kışın ise saatleri arasında açıktır. Birçok ağaç yanında Japonya’nın sembolü olan Sakura ağacı da bulunuyor. Sakura ağacı bizim görsel olarak da çok sevdiğimiz bir tür sır bu yüzden bile gidebilirsiniz. Aynı zamanda belirtmemiz gerekir ki Balta Limanı Japon Bahçesi’nin harika bir boğaz manzarası bulunuyor. 6- Polenezköy Polenezköy, Beykoz ilçesinde bulunmaktadır. Doğayla baş başa kalmak isteyenlerin ilk tercih ettikleri yerlerden… İlk tercih edilen yerlerden olduğu için de hafta sonu çok sakinlik aramamak gerek… Çok güzel kahvaltılık mekanlar var. Güne burada doğa içinde kahvaltı yaparak başlayabilir. 7- Yıldız Parkı Yıldız Parkı, Beşiktaş ilçesinde bulunmaktadır. Sincaplarıyla, şehrin içinde ama dışında hissettiren güzel tarihi bir park… Harika bir görsel şölen sunan bu parkın içinde iki tane köşk bulunmaktadır. Dilerseniz güne burada kahvaltı yaparak başlayabilirsiniz. İstanbul’un En Güzel Parkları İstanbulun En İyi Parkları 8 – Kemerburgaz Kent Ormanı Kemerburgaz Kent Ormanı, Eyüpsultan ilçesinde Göktürk Pirinççi Köyü’nde bulunmaktadır. İstanbul’da Avrupa Yakası’nın en büyük ormanıdır. Henüz İstanbulluların çok fazla akın etmediği yerlerden biri olduğu için sessiz, sakin ve doğa içinde yer arayanların kaçmaktan mutlu oldukları bir yer olacaktır. Giriş ücreti var. Motosiklet 10 TL, otomobil ise 15 TL’dir. Ziyaretlerinizi saatleri arasında gerçekleştirebilirsiniz. İstanbul’a Yakın Doğa İle Baş Başa Bir Hafta Sonu Kaçamağı İğneada Yaklaşık 16 yüzyıl boyunca dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul, birçok farklı medeniyetin hakimiyeti altında yönetilmiş. Topraklarında ev sahipliği yaptığı tüm medeniyetlerin izlerini taşıyan şehirde bulunan onlarca tarihi eser, İstanbul’u başlı başına bir müzeye dönüştürmüş. Her semtinde ayrı bir güzellikle karşılaşabileceğin İstanbul’da gezilecek yerler saymakla bitmez. Saraylar, camiler, müzeler, parklar, bahçeler başta olmak üzere doğal ve tarihi birçok destinasyon mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. İstanbul’un her noktasını görmek istiyorsan doğru listedesin. İstanbul'u gezmeni kolaylaştırmak için en popüler olanlardan başlayarak sıraladık. Hatta konumunu aramakla yorulmaman için harita konum linklerini de her gezilecek yere tek tek ekledik. Hadi başlayalım. 1- Topkapı Sarayı İstanbul’un en turistik bölgesi olan Tarihi Yarımada’da bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin ilk sıralarında olmalı elbette. Fatih semtine bağlı Sarayburnu’nda bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul fethedildikten sonra inşa edilmiş ve 400 yıl süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun idare merkezi olarak hizmet vermiş. Osmanlı Dönemi’nin ihtişamlı tarihine tanıklık eden sarayda entrikalar ve hüzünlü zamanlar da yaşanmış. 3 Nisan 1924’te müze haline getirilen Topkapı Sarayı, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk müzesi. metrekarelik bir alanı kapladığı ve yaklaşık tane arşiv belgesine ev sahipliği yaptığı için dünyada bulunan saray müzelerinin en büyüklerinden biri. Müzeyi gezmeye gittiğinde Harem bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi, Has Oda, Babü’s Saade ve Köşkler Bahçesi’ni görebilirsin. Ayrıca padişahların portrelerine, kıyafetlerine ve silahlarına ev sahipliği yapan İstanbul Kitaplığı’nı da mutlaka ziyaret etmelisin. Sarayı Salı günleri dışında hafta için 1000 ile 1730, hafta sonu ise 1030 ile 1730 arasında gezebilirsin. Konum Linki 2- Sultanahmet Meydanı Sultanahmet Meydanı, İstanbul’da yapılan turistik gezilerin başlangıç noktası. Aynı zamanda turistik Sultanahmet otelleri de bu meydanın çevresinde konumlanıyor. Roma İmparatorluğu’nun bölgede hüküm sürdüğü yıllarda hipodrom olarak kullanılan meydan, Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyetindeyken de hipodrommuş. Bu yüzden At Meydanı olarak bilinirmiş. O dönemlerde yerli halk, hep bu meydanda toplanıp eğlenirmiş. Günümüzde kalıntıları hala görülebilen Obelisk, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş gibi dikilitaşlar hipodromu ikiye bölmek için kullanılırmış. Şimdilerde ise Sultanahmet Meydanı’nda çekilen fotoğrafların en önemli öğeleri arasındalar. Meydan günümüzdeki adını, İstanbul’da gezilecek yerler deyince ilk akla gelen camilerden olan Sultanahmet Camii 1616 yılında yapıldıktan sonra almış. Meydanı gördükten sonra camiyi de mutlaka gezmelisin. Camiden sonra ise gezine Ayasofya, Topkapı Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı, Alman Çeşmesi ve Aya İrini Kilisesi gibi gezilecek yerlerle devam etmelisin. Tabii ki burada meşhur Sultanahmet köftesinin de tadına bakman gerek. Bu köfteden yemeden dönersen İstanbul’a gelmiş sayılmazsın. Konum Linki 3- Sultanahmet Camii İstanbul’un en meşhur camisi olan Sultanahmet Camii, sadece yerli turistler arasında değil yabancı turistler arasında da oldukça ünlü. Yabancı turistler camiyi Mavi Camii anlamına gelen Blue Mosque adıyla tanıyorlar. Bunun en önemli nedeni ise caminin içinin 21 bin 43 tane İznik çinisiyle döşenmesi ve masmavi bir görüntüye sahip olması. Sultan I. Ahmet’in emri üzerine 17. yüzyılda Mimar Sinan’ın öğrencilerinden olan Sedefkar Mehmet Ağa tarafından inşa edilen cami, Ayasofya’nın tam karşısında konumlanıyor. Sultanahmet Camii’nin 16 tane şerefesi bulunuyor ve bu 16 şerefe, Sultan I. Ahmet’in Osmanlı İmparatorluğu’nun 16. hükümdarı oluşunu simgeliyor. 43 metre yükseklikteki kubbesinin çapı ise 23,5 metre. Tüm bunlar ve caminin külliyesi bir araya geldiğinde Sultanahmet Camii, İstanbul’da bulunan en büyük yapılar arasında yer alıyor. Cami ibadete açık olduğu için Cuma günleri ve dini bayramlarda çok kalabalık olabiliyor. Bu nedenle camiyi mimari açıdan görmek için gezmeye gittiğinde daha sakin olabilecek günleri tercih edebilirsin. Konum Linki 4- Yerebatan Sarnıcı Bizans İmparatorluğu döneminden İstanbul’da kalan en değerli yapılardan Yerebatan Sarnıcı. 532 yılında İmparator Justinianus’un emri üzerine inşa edilen sarnıç, o yıllarda sarayın ve halkın su ihtiyacı için kullanılırmış. Hatta İstanbul’un fethinden sonra da bir süre boyunca su kaynağı olarak kullanımı devam etmiş. Geçmişte sarnıç üzerinde Stoa Bazilikası bulunduğu için Bazilika Sarnıcı ve suyun içinden çıkan sütunlar yüzünden Yerebatan Sarayı olarak da bilinirmiş. 140 metre uzunlukta ve 70 metre genişlikte olan Yerebatan Sarnıcı’ndaki en gizemli eser ise Medusa Başı. Sarnıcın kuzeybatısındaki konumlanan iki sütunun altında bulunan heykel, Roma Dönemi’nin en önemli eserlerinden biri ama buraya nasıl geldiği bilinmiyor. Yerebatan Sarnıcı, turistik güzelliğinin yanında kültürel anlamda da önemli bir yer. Burada yerli ve yabancı sanatçıların konserleri ve resitalleri düzenleniyor. Özellikle bu konserler esnasında yapılan ışıklandırma düzenlemeleri ile etkinlikler çok etkileyici hale geliyor. Yerebatan Sarnıcı’nı haftanın tüm günleri ziyaret edebilirsin. Kışın 0900-1730, yazın 0900-1830 saatleri arasında 15 TL giriş ücreti ödeyerek gezebilirsin. MüzeKart burada geçerli değil ama öğrenci ya da öğretmensen giriş ücreti sadece 5 TL. Yabancıların ise 30 TL ücret ödemesi gerekiyor. Konum Linki 5- Ayasofya İstanbul’da gezilecek yerler listesinin ilk sırasına koyabileceğimiz çok sayıda yer var ve seçim yapmak çok zor ama Ayasofya da ilk sıralarda olmayı hak ediyor. Doğu Roma İmparatoru Konstantios’un 360 yılında inşa ettirdiği Ayasofya, dünyanın en eski katedrallerinden biri. O dönemlerde Megale Ekklesia adıyla anıldığı bilinen Ayasofya, günümüzdeki görünümüne en yakın halini İmparator Justinianos’un görevlendirdiği Trallesli Anthemios ve Miletoslu İsidoros’un çalışmaları sonunda kazanmış. İki mimarın çalışmalarıyla 5 yıl 10 ayda yapımı tamamlanan Ayasofya, o zamanın diğer yapılarına kıyasla dünyanın en kısa sürede inşa edilen katedrali olmuş. 5. yüzyılda yapıya Hagia Sophia adı verilmiş ve 1453’te İstanbul fethedilene kadar bu adı taşımış. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u aldıktan sonra Ayasofya’nın cami olmasını emretmiş ve yapının minareleri Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş. 1935 yılında müze olan Ayasofya, 2020 yılında ise tekrar ibadete açıldı. Ayasofya Müzesi’ni gezmek istersen Pazartesi günleri dışında yazın 0900-1900, kışın ise 0900-1700 saatleri arasında ziyaret edebilirsin. Konum Linki 6- Kapalı Çarşı Grand Bazaar İstanbul’da gezilecek yerler arasında Türkiye’nin tüm dokularını bir arada bulabileceğin yer Kapalı Çarşı. Beyazıt’ta bulunan çarşı, yabancı turistler tarafından Grand Bazaar olarak tanınıyor. Kapalı Çarşı Fatih Sultan Mehmet’in padişah olduğu yıllarda inşa edilmiş ve yaklaşık 550 yıldır varlığını sağlam bir şekilde sürdürüyor. İlk açıldığında Osmanlı İmparatorluğu’nun gelirini artırmak amacını taşıyan çarşı, zaman içerisinde büyümüş ve bölgedeki en önemli ticaret merkezi haline gelmiş. Dünyadaki en eski alışveriş merkezi olan Kapalı Çarşı, metrekarelik bir alana kurulu olmasıyla aynı zamanda dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden. Kapalı Çarşı’nın adı Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de geçiyor. Bunun dışında başka seyahat kitaplarında da büyüklüğünden ve içindeki dükkanlardan bahsedilmiş. Neredeyse 4000 tane dükkana ev sahipliği yapan Kapalı Çarşı, kuyumcularıyla ünlü. Kuyumcularının yanında baharatlar, halılar, kilimler ve kumaşlar da bulunuyor. Kapalı Çarşı’dan hiçbir şey almayacak olsan bile dükkanlar arasında mutlaka gezinmelisin çünkü eski İstanbul’un o nostaljik atmosferini hissetmeden geri dönmek olmaz. Konum Linki 7- Galata Kulesi İstanbul’un siluetini oluşturan yapılardan biri olan Galata Kulesi, o kadar çok turist ağırlıyor ki her daim önünde upuzun kuyruklar oluşuyor. Dünyadaki en eski kuleler arasında yer alan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Justinianos’un isteğiyle 500’lü yıllarda inşa edilmiş. Günümüzdeki görünümünü ise 1340’lı yıllarda kazanmış. Yangın ve depremler yüzünden harap olan kulenin en son onarımı 1967 yılında yapılmış. En tepesine çıktığında harika bir İstanbul manzarası sunan kuleye yaz aylarında 1000-2200, kış aylarında 1000-1900 saatleri arasında girebilirsin. Kuleyi girmek için ödemen gereken ücret ise 30 TL. Konum Linki 8- Kız Kulesi İstanbul siluetini oluşturan bir diğer yapı ise Kız Kulesi. İstanbul’un en romantik adreslerinden biri olan kule, Üsküdar ilçesinin Salacak açıklarında konumlanıyor. Kız Kulesi’nin tam olarak ne zaman inşa edildiğine dair net bir kaynak bulunmuyor ama bazı kaynaklarda milattan önce 341 yılında yapılaşma sürecinin başladığı söyleniyor. Birçok farklı efsaneye konu olan Kız Kulesi, geçmiş zamanlarda Damalis ve Leandros isimleri ile de anılmış. Damalis, Atina Kralı Kharis’in karısının adından gelen bir isimmiş. Damalis öldüğünde bu sahillerde gömüldüğü için kuleye bu isim verilmiş. Bizans İmparatorluğu yıllarında ise küçük kale anlamındaki Arcla ismiyle de tanınmış. İstanbul fethedildikten sonra adada bulunan kule yıkılmış ve yerine ahşap bir kule yaptırılmış. Ahşap olması yüzünden yangına dayanamayan kule 1725 yılında yeniden inşa edilmiş. Tarih boyunca gemilerden vergi toplama, savunma, karantina hastanesi, radyo istasyonu gibi amaçlarla kullanılan Kız Kulesi, günümüzde romantik yemekler ve evlilik teklifleri için ilk akla gelen yerlerden biri. Kule günümüzde hem müze hem de restoran olarak ziyaret ediliyor. Salacak’tan 15 dakikada bir kalkan teknelere binerek Kız Kulesi’ne kolayca ulaşabilirsin. Konum Linki 9- Taksim Meydanı Sultanahmet Meydanı’ndan sonra İstanbul denilince akla Taksim Meydanı geliyor. Şehrin en hareketli noktalarından biri olan Taksim Meydanı daire şeklinde ve hemen ortasında Cumhuriyet Anıtı bulunuyor. 1928 yılında yapılan bu anıtın bir tarafı Kurtuluş Savaşı, diğer tarafı ise Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra Türkiye’yi anlatıyor. Savaşın anlatıldığı tarafta Atatürk, askerlerinin yanındayken diğer tarafta İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’ın yanında sivil kıyafetleriyle duruyor. Günün her saati canlı olan meydanda kutlamalar da düzenleniyor. Özellikle yeni yılın gelişini kutladığımız ilk dakikalarda Taksim Meydanı aşırı derecede kalabalık oluyor. Tabii meydan yıllar içinde çok fazla değişikliğe uğradı. Hatta önümüzdeki yıllarda da meydanda yeni düzenlemeler yapılacak ama ne kadar değişirse değişsin Taksim, her zaman İstanbul’a gelenlerin ilk geldiği yerlerden biri olarak kalıyor. Hatta birçok gezilecek noktaya yakınlığı sebebiyle Taksim otelleri, en çok tercih edilen konaklama seçenekleri oluyor. Konum Linki 10- İstiklal Caddesi İstanbul’da gezilecek yerler arasında en popüler ve en ikonik olan yer, İstiklal Caddesi. İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Beyoğlu’nda konumlanan cadde, Taksim Meydanı’nda başlıyor ve tünelde son buluyor. İstiklal Caddesi, modern görünümünü 19. yüzyılda kazanmış. Sultan Abdülaziz’in hüküm sürdüğü yıllarda Paris’in meşhur sokaklarına benzerliğiyle dikkatleri üzerine toplayan caddeye “Grande Rue de Pera”, “Büyük Cadde” ve “Cadde-i Kebir” gibi isimler verilmiş. İstiklal Caddesi adını ise 20. yüzyılda Cumhuriyet’in ilanının ardından almış. Üzerinde konumlanan sinemalar, kültürel etkinlik alanları, sanat galerileri ve otellerle en görkemli yıllarını 20. yüzyılda yaşamış. Günümüzde her gün ve her saat canlı olan İstiklal Caddesi’nde gezerken Suriye Pasajı, Galatasaray Lisesi, Yapı Kredi Kültür Merkezi, Madame Tussauds İstanbul ve eski Emek Sineması’nı görebilirsin. Konum Linki 11- Süleymaniye Camii Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camii, İstanbul’da gezilecek yerler arasında en hayranlık uyandıranlardan biri. Beyazıt ilçesinde bulunan camii, adından da anlaşılabileceği üzeri Osmanlı’nın ünü dünyalara ulaşan padişahı Muhteşem Süleyman’ın emriyle inşa edilmiş. 1551-1557 yılları arasında inşası tamamlanan caminin her bir detayı ince düşünülmüş ve çok iyi hesaplanmış. Mimar Sinan, haftalar boyu boş küpleri kullanarak akustiği en iyi şekilde ayarlamak için denemeler yapmış. Yağ kandillerinden çıkan isleri mürekkep üretiminde kullanmak için fikirler geliştirmiş. Camide böcek ve akrep istilası yaşanmaması için de devekuşu yumurtası kullanmış. Süleymaniye Camii’nin konumlandığı Süleymaniye Külliyesi oldukça geniş bir alana yayılmış. 15 bölümü olan külliye; medreseler, hazire, hastane, kütüphane, hamam, sıbyan mektebi gibi alanlara da sahip. Külliyede ayrıca Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan türbeleri de bulunuyor. Konum Linki 12- Eyüp Sultan Camii İstanbul’da en çok turist çeken camilerden biri olan Eyüp Sultan Camii, Haliç’te bulunuyor. Caminin yer aldığı konumunun, Hz. Muhammed’in bayraktarları arasındaki en önemli kişi olan Ebu Eyyub el-Ensari’nin İstanbul’un 7. yüzyıldaki kuşatması esnasında şehit düştüğü nokta olduğu düşünülüyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten 5 yıl sonra bu değerli kişiliğin anısına bir cami inşa edilmesini emrediyor. Caminin inşasından sonra Osmanlı padişahları, kılıç kuşanma merasimleri için burayı tercih ediyor. Eyüp Sultan Camisi ve Eyüp Sultan Türbesi o kadar değerli yerler olarak kabul ediliyor ki her yıl binlerce yerli turist dua etmek için geliyor. Hatta öyle ki bahçedeki ağaçların bile ibadet edildiğine dair bir inanış mevcut. Özellikle Ramazan ayı, dini bayramlar ve kandil günlerinde insanlar türbeye gelip adak adıyorlar ve dua ediyorlar. Caminin avlusu, kısmet çeşmeleri de popüler noktalar arasında. Konum Linki 13- Mısır Çarşısı Kapalı Çarşı’dan sonra o eski İstanbul atmosferini en iyi yansıtan yer, Mısır Çarşısı. 17. yüzyılda inşa edildiği zaman Osmanlı Devleti’nde ticaretin kalbinin attığı noktalardan biriymiş. Yeni Camii’nin bir parçası gibi inşa edildiği için ilk yıllarda ismine Yeni Çarşı ve Valide Çarşısı da denirmiş. Sonraları Mısır’dan gelen baharatlar ve çayların satışıyla birlikte bugünkü adı verilmiş. Eminönü’nde, yani İstanbul’un en hareketli noktalarından birinde konumlandığı için ulaşımı çok kolay. Mısır Çarşısı, zaten İstanbul turlarının olmazsa olması ama İstanbul’da yaşayan insanların çoğu da Mısır Çarşısı’na alışveriş amacıyla mutlaka uğruyorlar. Eğer sen de İstanbul’da yaşıyorsan ve bir turist gibi alışveriş yapmak istiyorsan doğruca Mısır Çarşısı’na! “Yok ben İstanbul’a gidip gezilecek yerlerini görmek istiyorum” diyorsan hemen bir İstanbul uçak bileti alarak planlara başla. Konum Linki 14- Dolmabahçe Sarayı Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu bu sarayın hepimizin kalbindeki yeri büyük. Bu nedenle de Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin belki de en duygusal maddelerinden biri. Dolmabahçe Sarayı, 1856 yılında Sultan Abdülmecit’in emretmesi üzerine inşa edilmiş. Abdülmecit, bu sarayın Avrupai bir tarza sahip olmasını ve sadece güzelliklerden oluşmasını istemiş. 285 tane oda, 26 adet salon, 6 hamam ve 68 tuvaletin bulunduğu sarayın yapımı padişaha oldukça pahalıya olmuş ve padişah o kadar özenerek yaptırdığı İstanbul’un 3. en büyük sarayında sadece 5 yıl oturabilmiş. Abdülmecit’ten sonra gelen padişahlar tarafından da farklı şekillerde kullanılan saray, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman da yeni devletin modern yüzü olarak hizmet etmiş. 10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal Atatürk 71 numaralı odada son nefesini verdi. Günümüzde Dolmabahçe Sarayı’na gittiğinde bu odayı ve Atatürk’e ait kişisel eşyaları görebilirsin. Pazartesi günleri kapalı olan saray hafta içi 1000-1730, hafta sonu da 1030-1730 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlıyor. Konum Linki 15- İstanbul Boğazı İstanbul denilince ilk akla gelen yerlerden biri İstanbul Boğazı. İstanbul’a tüm o güzelliğini katan yer bile diyebiliriz hatta. Marmara Denizi ve Karadeniz’in birleştiği nokta olan İstanbul Boğazı’nı düz bir çizgi haline getirirsek 32 kilometre uzunluğa sahip oluyor. Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarı arasında uzanan İstanbul Boğazı’nda turlamak istersen Şehir Hatları tarafından gidiş-dönüş düzenlenen boğaz turlarına katılabilirsin. Uzun ve kısa olmak üzere iki çeşit tur düzenlendiğini de belirtelim. Ayrıca tek yön olarak da boğaz turu seferleri yapılıyor. Hatta boğazın akşam saatlerinde güzelliğini de görebilmemiz için mehtap turları da düzenliyorlar. Boğazı uzaktan izlemek istersen Büyükada, Heybeliada ya da Kınalıada’ya gidip seyir keyfi yaşayabilirsin. Ayrıca boğaz manzaralı restoranlarda manzaranın güzelliğini seyrederek yemek yiyebilirsin. 16- Eminönü İstanbul atmosferini en iyi şekilde deneyimleyebileceğin yere geldi sıra. Eminönü, şehrin en meşhur semtlerinden biri. Her daim bir koşuşturmaca, her daim bir turist kalabalığı görebileceğin Eminönü, Rüstem Paşa Camii ve Süleymaniye Camisi tarafından çevreleniyor. Tarihi Yarımada sınırları içerisinde bulunan semt, İstanbul’da gezilecek yerler listemize eklediğimiz birçok yere de ev sahipliği yapıyor. Yani bu semte ister istemez yolun düşüyor. Eminönü’ne geldiğinde mutlaka yapman gereken bazı şeyler de var tabii. İlk olarak Haliç Köprüsü üzerinde sıralanmış restoranların taburelerinde oturup balık ekmek yemeden asla dönmemelisin. Eğer yemezsen İstanbul’a gelmiş sayılmazsın. Aynı zamanda Haliç’te durup manzarayı izlerken martılar için simit alıp onları beslemelisin. Bir İstanbul klasiğini daha yerine getirdikten sonra Eminönü’nde aradığın her şeyi bulabileceğin dükkanlarda alışverişe çıkabilirsin. Özellikle düğün, nişan gibi özel gün ya da gecelerde lazım olabilecek aklına gelen her şey Eminönü’nde satılıyor. Konum Linki 17- Gülhane Parkı Nazım Hikmet’in Ceviz Ağacı şiirinden tanıdığımız Gülhane Parkı’na girdiğin andan itibaren Cem Karaca’nın şiirden bestelediği şarkıyı mırıldanmaya başlayacaksın. Geçmişte Topkapı Sarayı’nın arka bahçesi olarak kullanılan park, padişahları ağırlamış bir alan yani anlayacağın. Türkiye’deki en temiz parklardan biri olan Gülhane Parkı’nın böyle kalmaya devam etmesi için temizliğine ve park düzenlemelerine ekstra özen gösteriliyor. Parkın içindeki çay bahçeleri, Tarihi Yarımada’yı karış karış gezdikten sonra bir ağacın altında serinlemek isteyenlerin uğrak noktası. Konum Linki 18- Aya İrini Kilisesi İstanbul’da gezilecek yerler arasında Bizans İmparatorluğu’ndan kalan birçok yer bulunuyor ama Aya İrini Kilisesi, Bizanslıların İstanbul’da inşa ettiği ilk kilise. İstanbul fethedildikten sonra kilise camiye çevrilmeden kalmış ve 19. yüzyılda müze olmasına karar verilmiş. Müze-i Hümayun ya da İmparatorluk Müzesi olarak adlandırılan kilise, Osmanlı İmparatorluğu’nda açılan ilk müze olmuş. Daha sonraları Askeri Müze olarak kullanılan kilise, 1973 yılından beri İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bünyesinde bulunuyor. Bu nedenle de İKSV’nin düzenlediği birçok farklı kültür sanat etkinliği burada gerçekleşiyor. Özellikle bu etkinliklerin yapıldığı zamanlarda gidersen daha da keyifli zaman geçirebilirsin. Konum Linki 19- Rumeli Hisarı Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmeden önce Bizans İmparatorluğu’nun olası yardım kanallarını kapatmak istemiş. 1452 yılında Karadeniz üzerinden Bizans’a gelebilecek yardım gemileri olabileceğini düşünmüş ve Rumeli Hisarı’nı yaptırmış. Mart ayında başlayan inşaatta 300 usta ve 800 işçi bir arada çalışmış. 3 adet kulesi olan hisar, tam olarak Boğaz’ın iki yakasının birbirine en yakın olduğu noktada, Anadolu Hisarı’nın tam karşısında bulunuyor. Bu nedenle Boğazkesen olarak da anılmış. İstanbul’un fethi için oynadığı kritik rolden sonra Rumeli Hisarı’nın pek de bir önemi kalmamış ve unutulmuş. Günümüzde müze olarak gezilebilen Rumeli Hisarı’nda fetih esnasında kullanılmış toplar ve gülleler sergileniyor. Aynı zamanda burada açık hava konserleri de düzenleniyor. Muhteşem İstanbul manzarası karşısında sevdiğin sanatçıların şarkılarını dinlemek de çok keyifli oluyor. Konum Linki 20- Ahrida Sinagogu 1400’lü yıllarda İspanya ve Makedonya’da yaşayan Yahudiler, İstanbul’a göç etmişler ve Balat’a taşınmışlar. Burada büyük bir Yahudi topluluğu kurulmuş ve Ahrida Sinagogu açılmış. Bu sinagog, İstanbul’un en eski ve en büyük sinagogu. Açıldığı günden beri ibadete açık olan Ahrida Sinagogu’nun içinde teva olarak adlandırılan bir dua kürsüsü bulunuyor. Bu kürsünün şekli de bir gemiye benzetiliyor. Gemi şeklinde yapılmasının sebebi olarak da Nuh’un Gemisi ve İspanya’dan topraklarımıza yaşamaya gelenleri taşıyan gemileri anımsatması olduğu düşünülüyor. Konum Linki 21- Yıldız Sarayı II. Abdülhamit döneminde Osmanlı Devleti’nin idare merkezi olarak kullanılan Yıldız Sarayı, III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan’ın emriyle inşa edilmiş. II. Abdülhamit bu sarayda yaşarken sarayın genişletilmesi ve dekorasyonuyla özel olarak ilgilenmiş. II. Abdülhamit’in isteğiyle Küçük Mabeyn Köşkü, Çit Kasrı, Güvercinlik Binası gibi bölümler eklenen saray, beş yüz bin metrekarelik bir alana yayılmış. Saraya sadece bu bölümler değil, kültürel aktivitelere uygun alanlar da eklenmiş. Basımevi, fotoğraf atölyesi, tiyatro, müzik stüdyosu gibi eklemelerle saray bir kültür merkezi olmuş. Yıldız Sarayı günümüzde hafta içi her gün gezilebiliyor. 1000 ile 1700 saatlerinde gidip bu büyük sarayda turlayabilirsin. Konum Linki 22- Anadolu Hisarı Rumeli Hisarı’nın karşısında tüm heybetiyle duran Anadolu Hisarı, 1395 yılında yaptırılmış. O yıllarda Cenevizliler ve Bizanslar’ın bir araya gelip Karadeniz’in bazı şehirlerinde kurdukları koloniler boğazdan geçerek yol alıyorlarmış. Boğaz onlar için çok önemliymiş. Bunun üzerine Yıldırım Beyazıt boğazdan geçen yabancı gemileri kontrole tabi tutmak istemiş ve hisarın yapımını emretmiş. Yaklaşık 7000 metrekarelik alana kurulu olan Anadolu Hisarı, Osmanlı Devleti için kritik önemini Rumeli Hisarı inşa edildikten sonra kaybetmiş. Çevresinde de zamanla yerleşim başlamış. Günümüzde de Anadoluhisarı semtinde yaşam devam ediyor. Özellikle Göksu Deresi’nin manzarasına karşı bolca kafe bulunuyor. Anadolu Hisarı’nı görüp bu kafelerde bu semtin atmosferini deneyimleyebilirsin. Konum Linki 23- Ortaköy Camii Meşhur Ortaköy fotoğraflarının ana karakterine geldi sıra. Boğazın kenarında köprünün ayağına yakın olduğu için Ortaköy’e giden herkes mutlaka bu camiyi de içine alan bir manzara fotoğrafı çektiriyor. Eminim mutlaka böyle bir fotoğraf görmüşsündür ama caminin asıl adının Büyük Mecidiye Camii olduğunu biliyor muydun? Ortaköy’de olduğu için halk arasında Ortaköy Camii diye geçse de gerçek adı farklı. 1853 yılında yapılan caminin emrini Sultan Abdülmecit vermiş. Mimar olarak da Nigoğos Balyan ve Garabet Amira çalışmış. Neo Barok tarzda tasarlanan caminin dış görünüşü güzel olduğu kadar içi de gayet etkileyici. Büyük pencereleri sayesinde oldukça ışık alan cami, restorasyon çalışmaları sonrası tekrar ibadete açıldı. Konum Linki 24- Fatih Camii Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u aldıktan sonra şehirde kendi adında bir cami olmasını istemiş. Mimar Yusuf Sinan, bu caminin mimarı olarak seçilmiş ve 7 tepeli İstanbul’un 4. tepesine Fatih Camii inşa edilmiş. Böylece bu cami, İstanbul’da sultanın yaptırdığı ilk cami olmuş ve şehirdeki Osmanlı hakimiyetini simgeleyen bir yapı haline gelmiş. Fatih Camii Külliyesi’nde medrese, darüşşifa, kervansaray ve hamam da bulunuyor. Ancak cami depremler ve yangınlardan zarar görünce yeniden inşa edildiği için ilk görünümünden uzaklaşmış. Bu caminin bir diğer özelliği ise ilk Türkçe ezanın okunduğu cami olması. 30 Ocak 1932 tarihinde ilk Türkçe ezan bu camide okunmuş. Konum Linki 25- Yeni Camii Eminönü’nün İstanbul’da gezilecek yerlerin çoğuna ev sahipliği yaptığından bahsetmiştim. Yeni Camii de Eminönü’nde konumlanıyor ve İstanbul’un simgelerinden biri. III. Murat’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle 1597’de inşaatı başlayan cami, ancak 1665 yılında IV. Mehmet’in annesinin isteği üzerine tamamlanabilmiş. İnşaatı bu kadar gecikip de Sultanahmet ve Süleymaniye’den sonra tamamlanınca da adına Yeni Camii denmiş ama Valide Sultan Camii olarak da biliniyor. Caminin etrafındaki güvercinler o kadar fazla ki adeta yürümek zorlaşıyor ve güvercinler camiden daha ünlü bir hale gelmiş. Eminönü’ne yolu düşenler mutlaka bu güvercinleri besliyorlar. Sen de buraya uğradığında yem alıp kuşları besleyebilirsin. Konum Linki 26- Pierre Loti Tepesi İstanbul’da gezilecek yerler arasında şüphesiz en güzel manzaraya sahip noktalardan biri Pierre Loti Tepesi. Haliç manzarasını panoramik olarak izleyeceğin tepenin adı, Julien Viaud adlı Fransız yazardan geliyor. Viaud, bu tepede bulunan bir kafeye sıklıkla gelirmiş ve takma adı Pierre Loti imiş. Bu takma ad sonrasında tepenin adı olarak kalmış. Uzun bir İstanbul gezisinden sonra Eyüp Sultan Camisi’nden teleferiğe binip Pierre Loti Tepesi’ne gelebilirsin. Yani anlayacağın tepeye giderken teleferikte de manzaranın tadını çıkarabilirsin. Pierre Loti’nin keyfi kahvaltı saatinde de bir başka oluyor. Birçok farklı restoranın bulunduğu tepede manzaraya karşı bir kahvaltı yapıp sonra İstanbul turuna başlayabilirsin. Konum Linki 27- Çamlıca Tepesi Anadolu Yakası’nda İstanbul manzarası izleyebileceğin bir yer ararsan Çamlıca Tepesi’ne gideceksin. Marmara Denizi, Haliç, Prens Adaları ve Karadeniz’i panoramik görebileceğin Çamlıca Tepesi, aslında Büyük Çamlıca Tepesi ve Küçük Çamlıca Tepesi olarak ikiye ayrılıyor. Büyük tepenin adı denizden 268 metre yükseklikte olmasından gelirken küçük tepe deniz seviyesinden 230 metre yükseklikte. Küçük Çamlıca Tepesi’nde Küçük Çamlıca Korusu, Cihannüma ve Topkapı Köşkleri’ni görebilirsin. Büyük Çamlıca Tepesi’nde ise Nurbaba Tekkesi’ne mutlaka gitmelisin. Ayrıca Cumhuriyet tarihinde inşa edilmiş en büyük cami olan Çamlıca Camisi de Çamlıca Tepesi’nde konumlanıyor. Beltur’un Çamlıca Tepesi’nde işlettiği restoranda yemek yiyerek günü sonlandırabilirsin. Konum Linki 28- Belgrad Ormanı İstanbul’daki en popüler noktalardan biri olan Belgrad Ormanı, İstanbul sınırları içinde olsa da sanki bambaşka bir yerdeymişsin gibi hissedebileceğin bir atmosfere sahip. Bu yüzden de İstanbullar, sabah yürüyüşü ya da koşusu yapmak istediklerinde kendilerini Belgrad Ormanı’nda buluyorlar. Durum böyle olunca özellikle hafta sonları çok fazla kalabalık olabiliyor. Kalabalıklardan uzak olmak istersen sabah 0700 ile 0900 arasında Belgrad Ormanı çok sakin oluyor. Kahvaltılık malzemelerini al, çayını termosa koy ve doğruca ormana. Doğanın içine kurulmuş piknik masalarında kuş sesleriyle kahvaltı yapmak İstanbul’un tadını çıkarmanın en güzel yollarından biri. Ayrıca Bizans ve Osmanlı devletlerinden kalma bentler ve çeşmelere de kahvaltıdan sonra çıkacağın yürüyüş esnasında mutlaka uğra. Belgrad Ormanı İstanbul piknik alanları içerisinde en sevilen ve hafta sonları çok sayıda ziyaretçi ağırlayan piknik alanlarından biri. 29- Türk ve İslam Eserleri Müzesi İstanbul’da gezilecek yerlerin çoğu, Sultanahmet Meydanı ve çevresinde toplanmış. Ülkemizde bulunan Türk İslam sanatının tüm önemli eserlerini bir arada görebileceğin ilk müze olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi de Sultanahmet Meydanı’nda bulunuyor. Bu müze, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın inşa ettirdiği bir saraya kurulmuş. İbrahim Paşa yaşarken sarayın adı At Meydanı Sarayı imiş ama ölünce İbrahim Paşa Sarayı adını almış. 1983 yılında saray müze olarak kullanılmaya başlanmış. Koleksiyonunda İslam dünyasının en nadir eserleri olan halılar, el yazmaları, metal ve seramik objeleri görebileceğin müzeyi MüzeKart ile ziyaret edebilirsin. Konum Linki 30- Rahmi M. Koç Müzesi Ankara ve Cunda’ya gittiysen oralardaki Rahmi Koç müzelerini gezmişsindir ama en meşhur Rahmi Koç müzesi İstanbul’da Hasköy semtinde konumlanıyor. 1994 yılında Rahmi Koç’un destekleriyle 27 bin metrekarelik bir alana açılan müzenin 3 bölümü var. Açık Hava Sergileme Alanı, Tarihi Hasköy Tersanesi ve Mustafa V. Koç Binası olarak adlandırılan bu 3 bölümde klasik otomobiller, makineler, bilimsel aletler, ulaşım araçları gibi geniş bir koleksiyon bulunuyor. Müzenin tüm bölümlerini gezip tüm eserleri inceleyebilmek için en az yarım gün ayırmanı öneririm. Konum Linki 31- Pera Müzesi 1983 yılında inşa edilen Bristol Oteli’nin binasında bulunan Pera Müzesi, İstanbul’da gezilecek müzeler arasında en çok tercih edilenlerden. Suna ve İnan Kıraç Vakfı, bu müzenin restore edilip müze haline getirilmesi için Mimar Sinan Genim’i görevlendirmiş ve 2005 yılında otel Pera Müzesi olarak ziyaretçilere açılmış. Pera Müzesi’nin kendi koleksiyonları arasında “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” bulunuyor. Bunun dışında müzede farklı sergiler de düzenleniyor elbette. Özellikle dünyanın en önemli müzeleriyle iş birliği içerisinde düzenlenen sergiler çok fazla ilgi çekiyor. Müze aynı zamanda bir kültür merkezi olarak da görev yapıyor. Konum Linki 32- Sakıp Sabancı Müzesi Hacı Ömer Sabancı, Hidiv ailesinden arazisinde bulunan at heykeline ithafen Atlı Köşk adıyla bilinen bir köşk satın almış. Sabancı ailesinin köşkte yaşadığı uzun yıllar boyunca köşk hep geniş bir koleksiyona ev sahipliği yaparmış. Özellikle Sakıp Sabancı’nın kendi hat ve resimlerinden oluşan özel koleksiyon çok ilgi çekermiş. 1998 yılında aile, köşkü Sabancı Üniversitesi’ne bağışlamış ve müze haline getirilmesini istemiş. Sakıp Sabancı’nın özel koleksiyonun yanında kitaplar, mobilyalar ve dekoratif objeleri de görebileceğin müzede Abidin Dino’nun eserleri de bulunuyor. Bunun dışında farklı sanatçıların eserleri de belirli dönemlerde bu müzede sergileniyor. Konum Linki 33- İstanbul Oyuncak Müzesi Çocuklarla birlikte İstanbul’da gezilecek yerler arayanların ilk adreslerinden biri olan İstanbul Oyuncak Müzesi, 2005 yılında Sunay Akın tarafından kurulmuş. Bulunduğu binanın tarihi oluşu, oyuncakların en az 300 yıl öncesinden bugüne kadar saklanmış olması ve farklı farklı dönemlerden 4000 adet oyuncağın sergilenmesi bu müzeyi eşsiz kılan özelliklerden. İstanbul Oyuncak Müzesi, aynı zamanda 2012 yılında ilk kez düzenlenen Avrupa Oyuncak ve Çocuk Müzeleri’nin buluşmasına da ev sahipliği yaptı. Bu nedenle de İstanbul için “oyuncak müzeleri başkenti” unvanı verildi. Ülkemizin kültürel açısından gelişmesine tek katkısı bununla da kalmadı ve Antalya, Gaziantep gibi şehirlerimize de oyuncak müzesi açılmasına da öncü oldu. Konum Linki 34- Çemberlitaş Hamamı İstanbul’da birçok farklı hamam bulunuyor ve sadece bu hamamları içeren başlı başına bir gezi programı yapılabilir ama vaktin kısıtlıysa mutlaka Çemberlitaş Hamamı’na gitmelisin. Hamamın III. Murat’ın annesi Nurbanu Valide Sultan’ın emri üzerine Mimar Sinan tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Özellikle Türk hamamı deneyimi yaşamak isteyen yabancı turistleri ağırlayan Çemberlitaş Hamamı’nda kese ve köpük gibi geleneksel hamam hizmetlerinin yanında kil maskesi ve aromaterapi masajı gibi hizmetlerden de faydalanabilirsin. İstanbul ziyaretinin bitimine yakın bu hamamı ziyaret edersen tüm yorgunluğunu atarak dönüş yolculuğuna hazırlanabilirsin. Konum Linki 35- Cağaloğlu Hamamı 1741 yılında inşa edilen Cağaloğlu Hamamı da İstanbul’un sıkça ziyaret edilen hamamları arasında bulunuyor. Ünü Türkiye sınırlarını aşan hamam, New York Times’ın hazırladığı “Ölmeden Önce Görülmesi Gereken 1000 Yer” listesinde bile yer alıyor. İstanbul’un en büyük çifte hamamı olarak bilinen yapının kadınlar ve erkekler için iki ayrı giriş kapısı bulunuyor. Kadınlar için ayrılan giriş kapısına Hamam Sokağı’ndan, erkekler için tahsis edilen giriş kapısına ise ana yoldan ulaşabilirsin. Cağaloğlu Hamamı’nda İstanbul Rüyası, Tepeden Tırnağa, Lüks Osmanlı Servisi ve I. Sultan Mahmut gibi özel hizmet paketleri mevcut. Bunlardan birini seçerek kendini şımartabilirsin. Konum Linki 36- Emirgan Korusu İstanbul denilince akla ilk gelen şeylerden biri de lale. Lale mevsimi geldiğinde de yerli ve yabancı tüm turistler Emirgan Korusu’na akın ediyor. Haklılar da çünkü her yıl bahar aylarında Emirgan Korusu rengarenk lalelerle süsleniyor. Yüksek duvarlarla çevrili bir alanda olduğu için şehirden tamamen uzaklaşabileceğin koruya giriş için ücret alınmıyor. Koruda bulunan Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk’ü de gezebilirsin. Hatta bu köşklerde kahvaltı yapmayı da tercih edebilirsin. Taksim, Mecidiyeköy veya Zincirlikuyu’dan otobüse binerek direkt olarak koruya ulaşabilirsin. Konum Linki 37- Atatürk Arboretumu Belgrad Ormanı’nın hemen yanında bulunan Atatürk Arboretumu, İstanbul’un her mevsim en güzel yerlerinden biri. İlkbaharda ve yazın yemyeşil doğasıyla ayrı, sonbahar renkleriyle ayrı güzel olan arboretum, kış mevsiminde de bir başka atmosfere bürünüyor. Ağaç parkı olarak bilinen bu alanın çalışmaları 1940’lı yıllarda başlamış ve dünyanın farklı yerlerden ağaçlar getirilip dikilmiş. Bu sayede günümüzden 1500’den fazla ağacın bulunduğu bir alan haline gelmiş. Türkiye’de bulunan ilk fidanlığa ev sahipliği yapan Atatürk Arboretumu, 1982 yılında ziyarete açılmış. Üç adet yapay gölün de bulunduğu arboretumu, Pazartesi günleri hariç 1000-1600 arasında gezebilirsin. Alana girerken yiyecek, içecek ve fotoğraf makinesi sokamayacağını da belirtelim. Konum Linki 38- Maçka Demokrasi Parkı İstanbul’un en popüler noktaları olan Dolmabahçe, Maçka, Nişantaşı ve Harbiye arasında doğanın içinden bir parça, Maçka Demokrasi Parkı. Şehrin göbeği diyebileceğimiz bir noktada bulunduğu için İstanbullular yeşil özlemi çektikçe bu parka akın ediyorlar. Özellikle yazın fazlasıyla kalabalık olabiliyor. Dolmabahçe tarafında konumlanan Küçükçiftlik Park’a yakın olduğu için burada düzenlenen etkinlik ve konserlere katılanlar, etkinlik bitiminde eğlenceyi Maçka Demokrasi Parkı’na taşıyorlar. Ayrıca parkın iki ucu arasında teleferik yolculuğu da yapılabiliyor. Böylece bu yemyeşil alanı yukarıdan izleyerek keyifli dakikalar yaşayabiliyorsun. Konum Linki 39- Polonezköy Tabiat Parkı Avrupa Yakası’nda Belgrad Ormanı varsa Anadolu Yakası’nda da Polonezköy Tabiat Parkı var. İstanbul’da bulunan parkların en büyüklerinden biri olan Polonezköy, tabiat parkı unvanını 1994 yılında almış. Anadolu Yakası’nda yaşayanların şehirden sıkıldıkları an akın ettiği Polonezköy Tabiat Parkı, hafta sonu kahvaltıları ve piknik alanlarıyla çok seviliyor. Polonezköy otelleri de doğayla iç içe konaklamak isteyenler tarafından sıklıkla tercih ediliyor. Sen de otelini Polonezköy’de ayarlarsan otelde güzel bir kahvaltı ile güne başlayıp sonra bisiklet kiralayıp parkı turlayabilirsin. Konum Linki 40- Fenerbahçe Parkı Anadolu Yakası’nda bulunan en sakin park diyebileceğim Fenerbahçe Parkı, Kalamış Marina’nın hemen yanında konumlanıyor. Genelde yakın çevrede yaşayan insanlar tercih ettiği için büyük kalabalıklar oluşmuyor. Fenerbahçe Parkı’nda oturabileceğin mekanlar olduğu gibi piknik masaları da bulunuyor. Bu piknik masalarında kendi yiyeceğini ve içeceğini getirerek vakit geçirebilirsin. Ayrıca Kalamış Marina çevresinde bulunan restoranlarda da yemek yiyebilirsin. Parka ulaşması oldukça kolay. Moda üzerinden keyifli bir yürüyüş yaparak parka gelebilirsin ya da yürümek istemezsen Bostancı’ya giden minibüs ya da otobüslere binebilirsin. Konum Linki 41- Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Ataşehir’de, Anadolu Yakası’nın ortasında konumlanan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, bahçe ile uğraşmayı sevenler için cennet gibi bir yer. Türkiye’de en zengin bitki çeşitliliğini barındıran bahçeye girişler ücretsiz. Ataşehir ya da Ümraniye üzerinden giriş yapabilirsin. Özellikle bahar ve yaz aylarında renkli çiçeklerle ve yeşilliğiyle insanın içini açan bahçede bahçıvanlık ve bitki ressamlığı gibi konular üzerine eğitimler ve atölyeler gerçekleşiyor. Bahçeye, çiçeklere ve doğaya ilgin varsa mutlaka bu eğitimlere katılmanı öneririm. Gerçekten ufuk açıcı bilgiler alabilirsin. Konum Linki 42- Nişantaşı İstanbul’da bulunan tüm semtler arasında en popüler olan semt tabii ki de Nişantaşı. Sadece popülerliğiyle değil, alışveriş için sunduğu imkanlarla da öne çıkan bir semt burası. İstanbul’a sadece alışveriş amacıyla gelen turistler soluğu ilk olarak Nişantaşı’nda alıyorlar. Abdi İpekçi Caddesi; Prada, Louis Vitton ve Alexander McQueen gibi dünyaca ünlü markaların mağazalarına ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle de Avrupa’nın meşhur alışveriş caddelerine benzetiliyor zaten. Atiye Sokak da lüks markaların dükkanlarını bulabileceğin bir başka Nişantaşı durağı. Ayrıca bu sokakta yemek yiyip bir şeyler içebileceğin kafe ve restoranlar da var. Nişantaşı’na gelmişken meşhur Teşvikiye Camii’ni de görebilirsin. Konum Linki 43- Bebek İstanbul’un bir diğer meşhur ve popüler semti ise Bebek. Göz alıcı sahiliyle yerli ve yabancı turistleri ağırlayan semt, Arnavutköy ve Rumeli Hisarı arasında uzanıyor. Bebek’te birçok lüks restoran ve kafeyi bir arada bulabilirsin. Bebek’e hafta sonu erkenden güzel bir kahvaltı için gidip sonrasında kahveni alarak yürüyüşe çıkabilirsin. Sahil boyunca temiz hava alarak yürüdükten sonra da Bebek Parkı’nda oturup manzarayı izleyerek dinlenebilirsin. Konum Linki 44- Beylerbeyi Sarayı Sultan Abdülaziz, padişahlar için denizin tam karşısında bir sayfiye sarayı inşa edilmesini istemiş ve Sarkis Balyan’a Beylerbeyi Sarayı’nı yapmasını emretmiş. Saray yapıldıktan sonra Alman İmparatoru ve Fransa Kraliçesi gibi önemli isimler burada konuk edilmiş. Dış görünümü Barok anlayışına uygun olarak tasarlanırken iç mekan tasarımında Sultan Abdülaziz’in donanma sevdasının etkileri görülüyor. Pazartesi günleri dışında Mabeyn ve Harem bölümleri hafta içi 1000-1730, hafta sonu ise 1030-1730 arasında ziyaret edilebiliyor. Ayrıca sarayı İstanbul Boğazı’nı seyretmek için çıktığın tekne turlarında da panoramik olarak görebilirsin. Konum Linki 45- Haydarpaşa Garı Sultan II. Abdülhamit, İstanbul ile Bağdat arasındaki demiryolunun başlangıç noktasının İstanbul’da olmasını istemiş. Bu amaçla 1908 yılında inşa edilen Haydarpaşa Tren Garı, yıllar içinde birçok kez zarar görmüş. 2010 yılına kadar restore edilerek gelen Haydarpaşa Garı, 2010’da çıkan yangında çatısını kaybetti ve 4. katı kullanılamaz hale geldi. Yangından sonra tüm seferler durdu, sadece banliyö seferleri yapıldı. 2013 yılında banliyö seferleri de kaldırıldı ve restorasyon çalışmaları başladı. Çalışmalar henüz tamamlanmadı ve bu gar bir müze olarak kullanılmadığı için ziyaret edilemiyor. Ancak karşıya geçmek için vapura bindiğinde bu garı görebilirsin. Umarım Haydarpaşa Garı kısa süre içinde restore edilir ve gezilebilir hale gelir. Konum Linki 46- Miniatürk Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan Miniatürk, İstanbul’un en turistik destinasyonlarından biri. İstanbul’da bulunan 57, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden 12 ve Türkiye sınırlarına günümüzde dahil olmasa da Osmanlı coğrafyasından 12 yapının 1/25 ölçekli maketlerinin bulunduğu Miniatürk, metrekarelik bir alanı kaplıyor. Miniatürk’te sergilenen yapılar, 9 farklı dilde rehberlerle turistlere tanıtılıyor. Bu yapıların yanında amfi tiyatro, alışveriş merkezi ve çocuklar için oyun alanları da bulunuyor. Her gün ziyarete açık olan Miniatürk’ü 10 TL gibi cüzi bir miktarda giriş ücreti ödeyerek 0900-1800 arasında gezebilirsin. Öğrenci, öğretmen ve askeri personel için giriş ücretinin 5 TL olduğunu da belirteyim. Eğer yabancı bir turisti gezdiriyorsan da onun giriş ücreti 20 TL. Konum Linki 47- Florya Atatürk Deniz Köşkü Florya, Yeşilköy ve Küçükçekmece arasında konumlanıyor. 19. yüzyılda genelde avcıların gittiği bir bölge olarak bilinirken Mustafa Kemal Atatürk buraya ilgi göstermeye başlayınca yazlık bir semt olarak görülmüş. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Atatürk’ün semte olan ilgisini görünce Mimar Seyfi Arkan ile bir araya gelmiş ve Florya’da Mustafa Kemal Atatürk’e hediye edilecek bir köşk inşa etmesini talep etmiş. Atatürk 1936 yılında uzun süre bu köşkte ikamet etmiş ve önemli konuklarını da hep bu köşke davet edermiş. Köşk, halk arasında Florya Atatürk Ormanı olarak da tanınıyor ve çevresinde manzaraya nazır birçok restoran bulunuyor. Keyifli bir akşam yemeği için bu restoranlardan birini tercih edebilirsin. Konum Linki 48- Anadolu Kavağı Anadolu Yakası’nın en sakin noktalarından biri olan Anadolu Kavağı, Beykoz’un bir mahallesi. Bir balıkçı kasabası olan Anadolu Kavağı, özellikle yaz aylarında turist akınına uğruyor. İstanbullular da huzurlu bir hafta sonu için Anadolu Kavağı ve buraya çok yakın noktada konumlanan Poyrazköy’e gidiyorlar. Anadolu Kavağı’nın en yüksek noktasında Yoros Kalesi bulunuyor. Bu kale, Doğu Roma İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü yıllarda boğazın kontrolünü sağlamak için inşa edilmiş. Ceneviz Kalesi adıyla da bilinen yapının manzarası eşsiz bir güzellikte. Manzaraya karşı bir kahvaltı fikri kulağına hoş geliyorsa kalede kahvaltı servisi yapan bir kafe de var. Konum Linki 49- Bağdat Caddesi Avrupa Yakası’nın meşhur caddelerini konuştuk, şimdi sıra geldi Anadolu Yakası’nın en ünlü caddesi olan Bağdat Caddesi’ne. İstiklal Caddesi’nin Anadolu Yakası versiyonu olarak anılan Bağdat Caddesi, aslında İstiklal’den çok daha farklı ve modern bir havaya sahip. Kadıköy Belediyesi’ne bağlı olan Bağdat Caddesi, yaklaşık 14 kilometre uzunluğunda. Bu uzun cadde üzerinde birbirinden ünlü markaların mağazaları ve birçok meşhur restoran bulunuyor. Tabii ki caddede her bütçeye uygun seçenekler de mevcut. Her iki yanında geniş kaldırımlar olduğu için yürüyüş yaparken rahat edebileceğin caddenin trafiği tek yönlü ve bazen oldukça sıkışık olabiliyor. Konum Linki 50- Mihrabat Korusu Beykoz, İstanbul Anadolu Yakası’nda gezilecek yerler arasından birçok noktaya ev sahipliği yapıyor. Mihrabat Korusu da bunlardan biri. Sultan II. Abdülhamit’in padişahlık yıllarında Berlin Büyükelçisi olan Sadullah Paşa, Mısırlı Abbas Halim Paşa’nın kızına bir koru hediye etmek istemiş. Bu nedenle inşa edilen Mihrabat Korusu yıllarca padişahların ve sultanların konuk olarak geldiği bir yer olarak görev yapmış. Ortaköy, Rumeli Hisarı ve İstinye Koyu’nun manzarasına nazır olan muhteşem bir konumda 200 bin metrekarelik bir alana yapılan koruda geçmişte Nevşehirli İbrahim Paşa’nın emriyle inşa edilen Mihrabat Kasrı olduğu düşünülüyor. Ancak bu kasır yeniçerilerin isyanları sırasında çıkan yangında harap olduğu için günümüze kadar gelememiş. Mihrabat Korusu, yeni evlenecek çiftler için ideal bir düğün organizasyon alanı olarak da ön plana çıkıyor. Aynı zamanda harika fotoğraflar için birçok gelin ve damat da koruya geliyor. Koruda konserler de düzenleniyor ve büfeler, oturma alanları ve çocuk oyun parkları da bulunuyor. Konum Linki 51- Büyükada İstanbul’da gezilecek yerler denince akla elbette Prens Adaları da geliyor. Prens Adaları, İstanbul’a çok yakın olup İstanbul’dan çoook uzaktaymış gibi hissedebileceğin en güzel yerlerden. Büyükada ise Prens Adaları’nın en büyüğü. Genelde yaz aylarında denize girmek için gidilen Büyükada’nın en çok tercih edilen plajları; Prenses Koyu Plajı, Aya Nikola Halk Plajı ve Nizam Plajı. Eğer adaya denize giremeyeceğin bir mevsimde gidiyorsan gezebileceğin yerler de oldukça fazla. Adanın en yüksek noktasındaki Aya Yorgi Kilisesi’ne gitmek çok keyifli mesela. 1751 yılında inşa edilen kilise, aynı zamanda Türkiye’nin iki hac destinasyonundan biri. Adalar Müzesi, Meryem Ana Kilisesi ve Reşat Nuri Güntekin’in Evi de bisikletle adayı turlarken uğrayabileceğin yerlerden. Adaya gitmek oldukça kolay. Kadıköy, Bostancı, Kartal, Beşiktaş ve Eminönü gibi popüler ilçelerden vapurlar kalkıyor ve makul bir sürede adaya ulaşıyor. Ancak Büyükada, havaların ısındığı hafta sonlarında çok fazla kalabalık olabiliyor. Kalabalıklardan uzakta olmak istersen hafta içi günlerde gitmeyi tercih edebilirsin. Konum Linki 52- Heybeliada Büyükada’nın kalabalığına karışmak istemiyorsan seni Heybeliada’ya alalım. Prens Adaları arasında en yeşil olan ada olan Heybeliada, Büyükada’ya kıyasla çok daha sakin oluyor. Ancak yaz aylarında Heybeliada’ya gidip kalabalıkları görünce “Hani sakindi” demek de mümkün. Yazın Heybeliada kalabalıklaşıyor çünkü İstanbullular da Büyükada yerine bu adayı tercih ediyorlar. Heybeliada’ya Adalar vapuruna binip geldikten sonra bisiklet kiralayıp turlamaya başlayabilirsin. Adanın en yüksek noktasında konumlanan Heybeliada Ruhban Okulu’ndan panoramik bir İstanbul manzarası izleyebilirsin. Okulun çevresi çok yeşil olduğu için doğa özlemini de giderebilirsin. Okulu görüp manzarayı izledikten sonra Heybeliada Deniz Lisesi, Aya Yorgi Uçurum Manastırı, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi ve Beet Yaakov Sinagogu’nu gezebilirsin. Konum Linki 53- Kınalıada İstanbul’a en yakın olan ada ise Kınalıada. Özellikle yazın deniz özlemi çeken İstanbulluların en sevdiği ada. İstanbul’da gezilecek yerler listendeki her yeri gezdiysen ve denize girmek istiyorsan sen de hemen Kınalıada’ya gidebilirsin. Kumluk Plajı, Teos Beach, Ayazma Kamo’s Beach Club ve Ülker Halk Plajı, denize girebileceğin en güzel plajlardan. Denize giremeyeceğin bir tarihte gidersen ya da denize girmek istemiyorsan da Bizans Dönemi’nden beri adada kalan Hristos Manastırı’nı görebilirsin. Manastırın bulunduğu tepeden İstanbul’a uzaktan bakmak da keyifli oluyor. Konum Linki 54- Burgazada Prens Adaları arasındaki en sakin adayı arıyorsan Burgazada tam sana göre. Ne Büyükada ve Heybeliada’nın kalabalığı ne de Kınalıada’da denize girmek isteyenlerin plajda yarattığı doluluk bu adada mevcut. Sadece ve sadece huzur bulabilirsin Burgazada’da. Burgaz Adası olarak da anılan ada, Sait Faik Abasıyanık’ın eserlerinde sıkça karşılaştığımız bir destinasyon. O yüzden de adada ilk olarak Sait Faik Müzesi’ne gidiliyor. Müzeyi gezdikten sonra adadaki en yüksek yer olan Bayraktepe’den İstanbul’a ve diğer adalara uzaktan bakabilirsin. Burgazada’da da güzel plajlar bulunuyor. Özellikle Madam Martha Koyu en çok tercih edilen plaj diyebiliriz. Onun dışında da Burgazada Halk Plajı, Düşler Sahili ve Kalpazankaya Sahili’nde denize girebilirsin. Konum Linki 55- Şile Şile, İstanbul’a yakın kaçış noktalarından biri. Kadıköy’den yaklaşık 1,5 saat kadar süren bir araç yolculuğu sonrasında ulaşabileceğin Şile, her mevsim ayrı güzel ve birçok farklı seçenek sunuyor. İster piknik yap, istersen doğa yürüyüşüne çık ya da istersen denize gir. Şile Halk Plajı, Sahilköy Plajı, Doğancılı Plajı ve Sofular Plajı, denize girmek için tercih edebileceğin plajlardan. Şile’nin bir diğer güzel yanı da Göksu ve Yeşilçay derelerinin geçtiği Ağva’ya yakın oluşu. Şile’ye kadar gelmişken Ağva’ya mutlaka uğramalısın. Hatta Şile çevresinde konaklama seçeneği arıyorsan Ağva otelleri tam sana göre. Dere kenarına kurulmuş otellerin restoranlarında kahvaltı yapabilirsin. Sonra da dere üzerinde tekne turlarına çıkabilirsin. Ağva’ya yakın denize girebileceğin bir yer ararsan Ağva’dan 2 kilometre uzakta olan Kilimli Plajı’na gidebilirsin. Konum Linki 56- Küçüksu Kasrı Sultan I. Mahmut, 1752 yılında Göksu Deresi’nin kıyısına bir ahşap konak yaptırmış. Bu konak yıllar boyunca padişahların mesire yerindeki ikamet adresi olmuş. Ancak konak ahşap olunca geçen yıllar sebebiyle yıpranmış. Sultan Abdülmecit de konağı restore ettirip Küçüksu Kasrı’nı inşa ettirmiş. Batı mimarisine uygun bir anlayışla inşa edilen Küçüksu Kasrı, Beykoz’da konumlanıyor ve Göksu Kasrı adıyla da biliniyor. Üsküdar’dan hareket eden otobüslerle ulaşabileceğin Küçüksu Kasrı’nda yemek yiyebileceğin, çay ve kahve içebileceğin kafeteryalar da mevcut. Konum Linki 57- Adile Sultan Sarayı Hababam Sınıfı’nın çekildiği yer olan Adile Sultan Sarayı, Sultan Abdülmecit’in kız kardeşi Adile Sultan’a hediyesiymiş. Osmanlı hanedanındaki ilk ve tek kadın divan şairi olan Adile Sultan, bu sarayda yaşamış ve ölmeden önce de kız okulu olarak restore edilip kullanılması için devlete bağışlamış. Yatılı bir okul olarak kullanıldıktan sonra yangın nedeniyle zarar gören sarayda restorasyon çalışmaları yapılmış. Hababam Sınıfı filmleri çekildikten sonra sarayın içine bir de Hababam Sınıfı Müzesi eklenmiş. Eğer filmleri seviyorsan ve nostaljik zamanlar geçirmek istiyorsan bu sarayı ve müzeyi mutlaka ziyaret etmelisin. Konum Linki 58- Selimiye Kışlası III. Selim, Nizam-ı Cedid askerleri için Selimiye Kışlası’nı inşa ettirmiş. Ancak kışla ahşap malzemeden yapıldığı için yeniçeri isyanlarına dayanamamış ve yıkılmış. II. Mahmut, yıkılan kışlayı Krikor Balyan’a taş ve tuğla kullanarak yeniden yapmasını istemiş. Yeniden inşa edilen bina, 1854 yılında gerçekleşen Kırım Savaşı’nda bir asker hastanesi olarak görev yapmış. Askerleri tedavi eden hemşireler arasında Florence Nightingale de bulunuyormuş. Nightingale, tüm itirazlara rağmen hasta bakıcı olduğu ve birçok askerin hayatını kurtarmak için çabaladığı için İngiltere tarafından Liyakat Nişanı ile ödüllendirilmiş. Bu hemşirenin özverisine ithafen Selimiye Kışlası’nda da Florence Nightingale Müzesi kurulmuş. Günümüzde bu müze ve Selimiye Askeri Okul Müzesi ziyaretçilere açık. Konum Linki 59- Caddebostan Sahili Bağdat Caddesi’ne yakın olan Caddebostan Sahili, İstanbullular arasında çok popüler bir destinasyon. Güneş kendini gösterdiği an İstanbullular sandalyelerini alıp Caddebostan’a geliyorlar ve güzel havanın tadını çıkarıyorlar. Deniz kenarında kendi sandalyenle ya da çimlerin üzerine sereceğin bir örtüyle keyifli zaman geçirebileceğin Caddebostan’da sabah erken saatlerde yürüyüş ve koşu da yapabilirsin. Ayrıca birçok insanın bisikletleriyle ve scooterlarıyla da Caddebostan Sahili’nde turladığını görebilirsin. Konum Linki 60- Moda Sahili Anadolu Yakası’nda bulunan bir diğer sahil şeridi ise Moda Sahili. İstanbulluların bahar ve yaz aylarında sıklıkla gittiği bir sahil şeridi olan Moda, Kadıköy’de bulunuyor. Moda Parkı ve Yoğurtçu Parkı’nı gezdikten sonra Moda Sahili’ne gidip çimlere oturup deniz havası alabilirsin. Moda’da yürürken önünde uzun kuyruklar olan bir dükkan göreceksin. Burası Dondurmacı Ali Usta. Dondurması çok meşhur olan Ali Usta’nın lezzetlerini mutlaka denemelisin. Ayrıca yıllarca Moda’da yaşamış olan Barış Manço’nun evine kurulan Barış Manço Müzesi’ni de gezmeni öneririm. Konum Linki 61- Kanlıca İstanbul’da ne yenir ne içilir diye sorulduğunda ilk akla gelen yiyeceklerden biri Kanlıca yoğurdu. Kanlıca’yla özdeşleşmiş olan yoğurt, üzerine pudra şekeri dökülerek yeniyor. Manda, inek ve koyun sütlerinden yapılan bu yoğurdun tadına bakmak için her yıl birçok turist Kanlıca’ya akın ediyor. Özellikle yaz mevsiminde uzun ve yorucu bir İstanbul gezisinin ardından bu yoğurdu yiyince insan enerjisini hemen geri topluyor. Kanlıca’da bu yoğurdu nerede yemeyelim diye merak ediyorsan sana semtin en eski çay bahçesi olan Tarihi İsmailağa Kahvesi’ni öneriyorum. Konum Linki 62- Kuzguncuk Ekmek Teknesi ya da Perihan Abla dizilerine yetişebilmiş yaşlarda olanlar için Kuzguncuk’un ayrı bir yeri var. O sıcak atmosferiyle bu dizilere ev sahipliği yapan Kuzguncuk’a güneş olmayan bir günde gitsen bile rengarenk evleriyle senin için güneş açacak. Kuzguncuk’ta sadece Ekmek Teknesi ve Perihan Abla’nın çekildiği yerleri görmeyeceksin tabii. Cemil Molla Köşkü, Marko Paşa Köşkü ve Fethi Paşa Yalısı da Kuzguncuk’ta gezerken karşına çıkacak yerlerden. Arnavut kaldırımlı sokaklarına kurulan kafe ve restoranlarda kahvaltı yapabilir, Türk kahveni yudumlayabilirsin. Semtte 3 kuşaktan beri bulunan İsmet Baba’da keyifli bir yemek de yiyebilirsin. Konum Linki 63- Gözdağı Korusu Deniz seviyesinden 206 metre yükseklikte olan Gözdağı Korusu, İstanbul’da manzara izlemek için sıklıkla tercih edilen noktalardan. Pendik ilçesinde bulunan korudan Yalova ve Adalar’ı panoramik olarak izleyebilirsin. Belediyenin işlettiği bir tesisi bulunan koruya giriş ücretsiz. İstersen piknik alanlarında piknik yapabilir istersen de yemek yiyebilir, çay ya da kahve içebilirsin. Konum Linki 64- Çubuklu Korusu Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa, 1907 yılında Hidiv Kasrı’nı inşa ettirmiş. Yıllar sonra İstanbul Belediyesi’nin satın aldığı Hidiv Kasrı’nın bulunduğu koru da Hidiv Korusu ya da Çubuklu Korusu olarak biliniyor. Koruda belediyenin bir sosyal tesisi bulunuyor. Burada yemek yiyebilirsin ya da korunun içinde dolaşıp piknik alanlarından birini seçerek piknik de yapabilirsin. Çubuklu Korusu’nda rakımın oldukça yüksek olduğunu de belirteyim. Rakım farkıyla ilgili herhangi bir problem yaşayacağını düşünüyorsan tedbirli olmalısın. Konum Linki 65- Çinili Camii I. Ahmet’in eşi Mahpeyker Kösem Sultan, 1640 yılında Çinili Camii’nin inşa edilmesini emretmiş. Caminin adı bu nedenle Orta Valide Camii ya da Mahpeyker Kösem Valide Sultan Camii olarak da anılıyor. Çinili Camii ismi ise camiyi inşa ederken caminin içi, ön cephesi ve minberinde kullanılan İznik çinilerinden geliyor. Birçok farklı renkte çininin kullanıldığı caminin medrese, şadırvan ve hamamı da bulunuyor. Konum Linki 66- Otağtepe Parkı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmek için hazırlık yaparken hep Otağtepe Parkı’nın bulunduğu noktada olduğu düşünülüyor. Beykoz’un en yüksek noktalarından birinde bulunan park, Rumeli Hisarı’nı ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü birlikte görebileceğin bir manzaraya sahip. Resmi adı Fatih Korusu TEMA Vehbi Koç Doğal Kültür Merkezi olan parkta oturup vakit geçirebileceğin tesisler var. Konum Linki 67- Göztepe 60. Yıl Parkı Bağdat Caddesi’nde alışveriş maratonu yaptıktan sonra dinlenmek istersen Göztepe 60. Yıl Parkı seni bekliyor. 80 dönümlük bir arazinin üzerine kurulu olan park, uzun bir süre bakımsız ve boş bir şekilde kalmış. Parka 4,5 milyon TL harcama yapılmış ve tematik bir park oluşturulmuş. Ülkemizdeki ilk tematik park olan Göztepe 60. Yıl Parkı’nda her gün rengarenk çiçekler görebilirsin. Ağaçları şekillendirerek yapılan çim heykeller, lale mevsiminde rengarenk olan laleler, güller ve kendini temizleyen göletle birlikte bu park, sanki Avrupa’da şehirlerinde bulunan bir parka benziyor. Konum Linki 68- Kadıköy Boğa Heykeli Kadıköy denilince akla tabii ki de ilk olarak Boğa Heykeli geliyor. Birçok buluşmaya şahit olan ve yol tariflerinin ana kahramanı olan Boğa Heykeli, Kadıköy’ün simgesi. Heykel, Almanya ve Fransa’nın Alsace bölgesi için savaştıkları dönemden günümüze kadar ulaşmış. Bu bölgedeki savaşı ilk olarak Fransa kazanmış ve Almanya’yı temsilen bir boğa heykeli yapmışlar. Ancak 1870 yılında Almanlar, bölgenin hakimiyetini ele geçirmiş ve heykeli almışlar. O yıllarda Osmanlı İmparatorluğu ve Almanya’nın ilişkileri iyi gittiği için Alman Kralı II. Wilhelm dostluklarının simgesi olarak bu heykeli Osmanlı’ya hediye etmiş. Boğa Heykeli ilk olarak Yıldız Sarayı’na, sonra Taksim Hilton Otel’in bahçesinde durmuş. Gezi Parkı, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi gibi yerlerde de bir süre kaldıktan sonra 1990 yılında Kadıköy’deki şu anki yerine gelmiş. Konum Linki 69- Deniz Müzesi Türkiye’nin denizcilik geçmişini anlatan en büyük ilk müze olan Deniz Müzesi, esere ev sahipliği yapıyor. Koleksiyon; Mustafa Kemal Atatürk’e ait eşyalar, tarihi kayıklar ve farklı çeşitte askeri eserden oluşuyor. Bu kadar büyük bir koleksiyona sahip oluşu ve eserlerinin farklılığı da dünyada az görülür bir özelliğe sahip olmasını sağlıyor. 1500 metrekareye yayılan Deniz Müzesi’nin 4 adet büyük salonu ve 17 adet sergileme salonu mevcut. Beşiktaş’ta merkezi bir konumda bulunan müzenin giriş ücreti yetişkinler için 13 TL ve öğrenciler için ücretsiz. Konum Linki 70- Dragos Tepesi Anadolu Yakası’nda İstanbul manzarası izleyebileceğin bir diğer harika nokta ise Dragos Tepesi. Adaları bir arada ve en net görebildiğin tepede gün batımı manzarası izlemek de oldukça keyifli oluyor. Dragos Tepesi’ne girmek için giriş ücreti istenmiyor ve sabah 0830’dan akşam 2300’e kadar ziyaret edilebiliyor. Belediyenin işlettiği sosyal tesiste manzaranın karşısında yemek yeme imkanı da bulunuyor. Konum Linki 71- Kılıç Ali Paşa Hamamı İstanbul’da gezilecek yerler arasında bulunan hamamlardan bir diğeri de şüphesiz Kılıç Ali Paşa Hamamı. İsmini aslen İtalyalı, gerçek ismi Giovanni Dionigi Galeni olan Osmanlı donanmasının en güçlü komutanlarından Kılıç Ali Paşa’dan alan hamam, şehrin denizcilikle ünlü bölgelerinden Tophane’de bulunuyor. Gün ışığını geçirir özellikteki geniş kubbesiyle dikkatleri üzerine çeken yapı, Mimar Sinan tarafından yapıldı. 7 senelik bir restorasyonun ardından misafirlerini yeniden ağırlamaya başlayan hamam, kadın erkek ayrı konseptte hizmet veriyor. Sen de İstanbul’a gelmişken kendine yorgunluklarından arınacağın, daha enerjik hissetmeni sağlayacak bir deneyim hediye etmek istersen Kılıç Ali Paşa Hamamı’na gitmeni öneririm. Burada geleneksel Türk Hamamı’ndan ve masaj hizmetlerinden faydalanabilirsin. Konum Linki 72- Ağva Her ne kadar ülkemizin en kalabalık şehri unvanına sahip olsa da İstanbul’da kafanı dinleyebileceğin sessiz ve sakin yerler de var. Örneğin Şile’ye bağlı Ağva, şehrin kalabalığından uzaklaşmak istediğinde gidebileceğin en güzel seçeneklerden biri. Kendine has huzurlu bir atmosferi bulunan Ağva’da deniz kenarında çay ya da kahve içebileceğin kafeler, taze deniz ürünleri tadabileceğin restoranlar ve gönül rahatlığıyla konaklayabileceğin yetişkin otelleri var. Özellikle İstanbul’un karmaşasından sıkıldıysan Ağva’ya gitmeni ve Göksu Nehri’ni kiralayacağın motor ile gezmeni, gezintin esnasında yolunun kesişeceği kaplumbağaları izlemeni tavsiye ederim. Tabii bir de denizin, nehrin ve güneşin kokusunu içine çekmeyi unutma. Göksu Nehri’nde bir tura katılacaksan fiyatların kişi başı 80 TL-100 TL arasında olduğunu bilmende fayda var. Konum Linki 73- Balat Sürekli ülkemizin farklı kültürlerden beslenen kültür mozaiğinden bahsederiz ya, bu komplike mozaiğin yansımalarının en iyi şekilde gözlemlenebileceği yerlerden biri Balat. Fatih ilçesine bağlı semt, geçmişten bugüne farklı kültürlerden birçok insana ev sahipliği yaptı. Bu da Balat’ın çok kültürlü bir yapıya sahip olmasının en büyük nedeni. Semt, görülmesi gereken farklı inançlara özgü dini yapılarla, rengarenk evlerle ve eşsiz sokaklarla dolu. Haliyle bu komplike bölge İstanbul gezinde es geçmemen yerlerden biri. Sen de seyahatin sırasında Balat’a gidebilir, semtte her geçen gün sayısı artan 3. nesil kahvecilerden birinde eşsiz kahve kokusuna teslim olabilirsin. Rengarenk sokaklarda sosyal medya hesaplarında keyifle sergileyeceğin fotoğraflar çekilebilir ve farklı kültürlerden izler yansıtan hediyeliklerden alarak sevdiklerine hediye edebilirsin. Bu noktada Balat’a gitmişken Ortodoks Patrikhanesi’ni, Kırmızı Mektep’i ve Merdivenli Yokuş’u görmeden ayrılmaman gerektiğini eklemek isterim. Konum Linki 74- Garipçe Cemal Süreya’nın da dediği gibi kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olduğuna inananlardansan İstanbul’da kahvaltı etmek için gitmen gereken bir yer var. Bu lokasyon tabii ki de Sarıyer’e bağlı minik köy Garipçe’den başka bir yer değil. Aslında bir balıkçı köyü olan Garipçe, Boğaz’a yakın kahvaltı mekanlarıyla her geçen gün daha çok ünleniyor. Sarıyer’e 10 kilometre uzaklıktaki bu köyde bir bardak çay içmeden İstanbul gezini sonlandırırsan o gezi eksik kalmış olacak. Emin ol. Özellikle uzun uzadıya kahvaltı etmekten hoşlanan biriysen Garipçe Aydın Kahvaltı ve Balık Restaurant’a ya da Asma Altı Kahvaltı ve Balık Evi’ne bir şans verebilirsin. Denizin tam dibinde uzun uzun kahvaltı edebileceğin ve kahvaltın bittikten sonra kendini bir fincan köpüklü Türk kahvesi ile ödüllendirebileceğin bu deneyimi ıskalamamanı öneririm. Konum Linki 75- Çamlıca Kulesi Aynı anda hem her yere yakın hem de her yere uzak olmak kulağa nasıl geliyor? Peki ya göklerin hakimi olma fikri seni heyecanlandırıyor mu? Eğer ki sen de İstanbul’a en tepeden bakmak ve aynı anda şehrin birbirinden güzel farklı noktalarının manzaralarını izlemek istersen Çamlıca Kulesi’ni ziyaret edebilirsin. Avrupa’nın en yüksek binası unvanına sahip Çamlıca Kulesi, deniz seviyesinden 587 metre yükseklikte. Kulenin iki tarafında da birer panoramik asansör bulunuyor ve bu asansörler seyir terasına çıkıyor. Terasta ziyaretçileri İstanbul’un en güzel manzarası bekliyor. Sen de kahveni ömür boyu unutamayacağın bir manzaraya karşı yudumlamak istersen Çamlıca Kulesi’ne gidebilir, şehri keşfedebilir, kuledeki restoran ya da kafede enfes tatlar deneyimleyebilirsin. Giriş ücreti normalde 60 TL. İndirimli biletler ise 30 TL. Konum Linki 76- Panorama 1453 Tarih Müzesi İstanbul denince akıllara ilk gelen olay şüphesiz bir çağı kapayıp yenisini açan İstanbul’un Fethi’dir. Şehre gelmişken geçmişimizdeki bu önemli olayla ilgili bilgi eşsiz bir gezi yaşamak istersen Panorama 1453 Topkapı’da seni bekliyor. 2009 yılında kurulan müze Fetih Müzesi ismiyle de anılıyor. İstanbul’un Fethi’nin top sesleri, Mehter Takımı’nın marşları ve at kişnemeleriyle canlandırıldığı Panorama 1453, Türkiye’nin ilk panoramik müzesi. Burada 38 metre yarıçaplı bir yarımkürede çizilmiş bir resim var. Müzede bulunmak 3 boyutlu nesneler, tekbir sesleri ve resmin gerçekçiliği ile oldukça unutulmaz bir deneyim. İstanbul’un tarihine ışık tutan bu müzeye giriş ücreti öğrenciler için 5 TL iken yetişkinler içinse 10 TL. Konum Linki 77- Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi Sen hiç enfes bir deniz manzarasına sahip olduğu için misafirlerinin istedikleri koltuğu kapmak için saatlerce beklediği bir mekan gördün mü? Görmediysen Çınaraltı’na gidebilirsin. Çengelköy’de konumlanmış bu çay bahçesi şehrin en eşsiz manzaralarından birine sahip ve mekan manzarasına rağmen oldukça uygun fiyatlı. Hatta işletmeciler o kadar anlayışlı ki, içeride her çeşit yemek olsa bile çay bahçesine dışarıdan satın aldığın yemekleri getirebilirsin. Burasıyla ilgili 3 mühim kural var. Bunlar Çınaraltı’na içecek ile giremezsin, evcil hayvanınla gelemezsin ve içeride çekirdek yiyemezsin. Mekanın yalnızca nakit kabul ettiğini de eklememde fayda var. Bana sorarsan erkenden uyandığın bir gün en iyi manzaralı masayı kapmak için çay bahçesine gel ve mekanın hemen köşesindeki börekçiden kendine bir porsiyon börek ısmarla. Yanına da çayını söyledikten sonra İstanbul’da olmanın keyfini doyasıya çıkar. Konum Linki 78- Yedikule Zindanları Aynı anda hem Türkiye’nin en eski açık hava müzelerinden biri olma özelliğine sahip hem de işkenceleriyle ünlenmiş bir yer var İstanbul’da. Evet, doğru bildin. Şu an Yedikule Zindanları’ndan bahsediyorum. Daha kapısından adım attığın anda anlatılan efsanelerin hakkını veren bir ortamla karşılaşacağın Yedikule Zindanları gözlem kulesine benzeyen görünümü nedeniyle Yedikule Hisarı adıyla da anılıyor. Bizans döneminde inşa edilen yapı aslında devleti ziyarete gelen başka ülkelerden kralları ve ünlü misafirleri en iyi şekilde ağırlamak için hazırlanmış. Bizanslıların yaptığı 4 kuleye İstanbul’un Fethi’nden sonra 3 kule daha eklenmesiyle yapı bugünkü ismini almış. İki farklı kültürün yansımalarını gözler önüne seren Yedikule Zindanları’nı gezerek mekanın ilginç atmosferine kapılmanı şiddetle tavsiye ediyorum. Daha eşsiz bir gezi için Yedikule Zindanları’na gitmeden önce yapıyla ilgili efsaneleri okuman şart. Konum Linki 79- İsfanbul Bazı yerlerin sana hissettireceği duygular isminde saklıdır. İsfanbul da bu minvaldeki yerlerden biri. Sadece ismini duyduğunda bile eğlencenin seni çağırdığını anlayabiliyorsun. Esasında bir alışveriş merkezi olan İsfanbul’u içerisindeki kocaman lunaparktan dolayı deneyimlemen gerek. Bu lunaparkta ülkemizdeki başka lunaparklarda bulunmayan üniteler var. Maceraperest ve Nefeskesen isimli trenler dünyanın en iddialı trenlerinden olmaya adayken The Viking Ride ise misafirlere oldukça sulu bir eğlence vadediyor. Tabii oyuncaklar sadece yetişkinlere yönelik değil. Her yaştan kişi İsfanbul’da kendine göre eğlence bulabiliyor. Sen de adrenalin seviyorsan İstanbul’dan İsfanbul’a gitmeden ayrılırsan çok şey kaçırırsın. Konum Linki 80- Masumiyet Müzesi En sevdiği kitap Harry Potter olanlar ne şanslı değil mi? Çünkü filmin dünyasını yansıtan kocaman bir stüdyo var ve Harry Potter severler bu stüdyoyu gezebiliyor. Aynı şekilde en sevdiği kitaplardan biri Masumiyet Müzesi olan kişilerin de şanslı olduğunu biliyor muydun? Çünkü İstanbul’da, Beyoğlu’nda Orhan Pamuk’un kendi kurgusundan yola çıkarak oluşturduğu ve kitabıyla aynı ismi taşıyan bir müze bulunuyor. Bir romanın kurmaca evreninden oluşturulan ilk örnek Masumiyet Müzesi 2014 yılında Avrupa Yılın Müzesi ödülünü aldı. Sen de Orhan Pamuk’un yarattığı evreni yakından tanımak istersen Masumiyet Müzesi’ni de İstanbul gezilecek yerler listene eklemelisin. Bu müzeyi gördükten sonra sevdiğin tüm kitapların müzesinin olmasını arzu edeceğine eminim. Konum Linki İstanbul geziniz bittikten sonra gezmeye devam etmek istiyorsanız doğası ve İstanbul'a yakınlığı ile Sakarya'da gezilecek yerler sizi bekliyor.

istanbul da sevgiliyle gidilecek sessiz sakin yerler